GELECEK PARTİSİNDEN YEŞİL MEKTUP KAMPANYASI

Gelecek Partisi Bağlar İlçe Başkanlığı, kentsel dönüşümde farkındalık yaratmak için kentsel dönüşüm kapsamına alınan Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesi'nde yeşil mektup dağıtarak mahalle sakinlerini ziyaret etti. Kaynartepe Mahallesinde vatandaşlara yeşil zarf dağıtarak onların sorunlarını dinlediklerini belirten Gelecek Partisi Bağlar ilçe başkanı Ramazan Dolu; "Gelecek Partisi Bağlar İlçe Başkanlığı olarak başlatılan 'Yeşil Mektup' projesinde Genel Başkan Ahmet Davutoğlu'nun Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesinde yaşayan vatandaşlarımız için kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme dönüşmemesi için vatandaşlarla birebir iletişime geçilerek kentsel dönüşüm için fikirleri ve talepleri soruldu. Konuyla ilgili birebir vatandaşlarla görüştük. Vatandaşlarımızın taleplerinin bize geri dönmesinden sonra bu talepler genel merkezimizle paylaşılıp genel başkanımıza sunulacak. Buradaki vatandaşların daha iyi şartlarda yaşamalarını öngördükleri projeleri vatandaşlarımızla birlikte hayata geçireceğiz. Kaynartepe Mahallesinde sadece kentsel dönüşüm probleminin yanı sıra uyuşturucu ticaretinin yapıldığı halk dili ile her köşe başında bir torbacının bulunduğu, artık vatandaşların kendi çocuklarını sokaklara bırakmadıklarını, her gün silahlı çatışmanın yaşandığı bir mahalledir" dedi. Devlet kimsenin babasının malı değil AK Parti’den etkili bir açıklama gelmediğine dikkat çeken Altaç şöyle konuştu: “Siyasetçilere böyle saldırılar yapılıyorsa, sıradan vatandaşların can güvenliği kalmamıştır. Yine yakın bir tarihte İçişleri Bakanı’nın Anayasa Mahkemesi üyesine yönelik, ‘Siz Ankara’da bisikletle gezebilecek misiniz?’ söyleminin aslında ne kadar manidar olduğu da bu olayla ortaya çıktı. Devlet yapılanmasında çetecilere alan ayıran, prim tanıyan bir yapılanma oluşmuş. Bu FETÖ kadar tehlikeli, FETÖ kadar devleti tahrip edebilecek mahiyette bir yapılanmadır. Onun için hem iktidara hem de küçük ortağına sesleniyoruz: Biran önce tedbirleri alın, devlet kimsenin babasının malı değil.”‘Suç işleyen, örgüt kuran, yöneten insanların siyasette yeri olmaz MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu değerlendiren Altaç, şunları söyledi: “ Bahçeli’nin, Genel Başkan yardımcılarının kullandığı dili gayri insani buluyorum. Bunlar hiçbir insani değerle bağdaşmayacak yaklaşımlardır. ‘Buranın delileri çoktur’ ifadelerini kullanan Genel Başkan yardımcısının ismini de ağzıma almak istemiyorum, o kendini bilir. Yazıklar olsun diyorum. Ankara’nın göbeğinde bir siyasetçinin kolu kırılacak, kafası yarılacak ve siz bunu meşrulaştıracaksınız. Çete liderlerinin tahliyesi sırasında ‘benim dava arkadaşlarımdır’ demelerinin gerçek manasını biz şimdi gördük. O zaman da söylüyorduk, böyle dava arkadaşı olmaz.” Kaynak: Gelecek Partili Altaç: İnadına Serok Ahmet diyeceğiz.‘Türkiye’yi Bahçeli ve Perinçek gibi insanlar yönetiyor’Selçuk Özdağ’a yönelik saldırıda soruşturmayı yürüten savcıya yönelik sosyal medyada yapılan tehditkâr paylaşımlara ilişkin olarak ise Altaç, şu ifadeleri kullandı: “Bir Cumhuriyet Savcısı yürüttüğü bir soruşturma nedeniyle eğer bu şekilde tehdit ediliyorsa, bunun ceza kanunumuzdaki karşılığı açık ve nettir. Herhangi bir siyasi partiden bir savcıya yönelik bu şekilde bir tehdit yapıldığında hemen 2 saat içinde gereği yapılır. Cumhuriyetin savcılarına, Cumhuriyetin savunucularına yönelik MHP’nin yöneticileri, il, ilçe başkanları tehditte bulunuyor ama hiçbir soruşturma yok. Bu arada Adalet Bakanı’na da yazıklar olsun. Bir Cumhuriyet Savcısına yönelik böyle bir tehdit var ve çıkıp onu savunacak cesareti gösteremiyor. O koltuk size bir şey katmaz. Siz eğer koltuğa bir şey katıyorsanız Bakansınız. Bir Cumhuriyet Savcısına sahip çıkamıyorsanız, onu savunamıyorsanız diyecek bir şey yok. Şuanda Türkiye’yi Bahçeli ve Perinçek gibi insanlar yönetiyor. Bütün kararlar onlardan çıkıyor ve Sayın Cumhurbaşkanı sadece noter vazifesi görüp imza atıyor. Bu çok vahim bir durum, Sayın Cumhurbaşkanı’na buradan sesleniyoruz: Cumhuriyeti savunamayacaksanız lütfen görevi bırakın, yapmayın.”‘Bir Cumhuriyet Savcısı güvende değilse biz sivil vatandaşlar olarak güvende olamayız’Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun Selçuk Özdağ'a yapılan saldırıya ilişkin olarak kullandığı “Sayın Erdoğan tasfiye edilecek ve otoriter rejim kurulacak. Gelecek Partisi bunun için engellenmeye çalışıyor” ifadelerini değerlendiren Altaç, şunları söyledi: “Yakın tarihte Partili Cumhurbaşkanlığı ile ilgili anayasa değişikliği yapıldıktan sonra meclis tamamen tasfiye oldu. Türkiye’de yargı diye bir şey de kalmadı. Son gelişen olaylardan bunu net olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasında çıkacak bir söz ile devlet yönetilmeye çalışılıyor. Fakat burada çok enteresan bir durum var. Görünürde Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanı ve kararları kendisi alıyor, imzayı kendisi atıyor. Ancak perde arkasında bütün düzenlemeleri, dayatmaları MHP yapıyor. Onun yanında Perinçek ve onun uzantısı olan karanlık güç odakları yapıyor. Tarihsel sürece de baktığımızda bunlar Türkiye’nin en karanlık dönemlerinde görev almış insanlardır. 90’lı yıllarda da Perinçek Türkiye’de görev almış bir insandır. Kendisinin Beka’ya gidip Öcalan ile görüşmesini unutmadık. Perinçek derin yapılanmayla ciddi ilişkisi olan biridir. Bugün bütün kanallarda çıkıp konuşuyor ve Türkiye siyasetine dizayn vermeye çalışıyor.  ‘Sayın Erdoğan bize tabi oldu’ diyecek cesareti gösteriyor bu adam ve Türkiye’nin kaderiyle oynuyor. Sayın Erdoğan şuan Perinçek’e teslim olmuş. MHP’nin bir Cumhuriyet Savcısına yönelik tehditlerine baktığınız zaman Cumhuriyetin savcılarını koruyamayacak bir hükümetten bahsediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Selçuk Özdağ’ı arıyor ama bunu kamuoyu ile paylaşmıyor. Bunu Bahçeli’den gelebilecek tepkilere binaen paylaşmıyor diye düşünüyorum. Bizim vatandaş olarak ülkeyi yönetenlerden taleplerimiz, beklentilerimiz var. Can güvenliğimiz, mal güvenliğimiz bu beklentilerin başındadır. Bu ülkede eğer bir Cumhuriyet Savcısı güvende değilse biz sivil vatandaşlar olarak güvende olamayız. Bu güveni sağlayacak olan da hükümetin bizatihi kendisidir. Sayın İçişleri Bakanı çıksın konuşsun. Bugün bırakın AK Parti Genel Başkan Yardımcısını, milletvekilini, AK Parti’nin sıradan bir mahalle temsilcisine yönelik böyle bir etkili eylem olsa yer yerinden oynar. Ama tık yok.” ‘Kaybeden Türkiye olmasın’Türkiye siyasetinin yeni bir söylem geliştirmesi gerektiğini belirten Ataç, Türkiye siyasetinin bir rehabilitasyondan geçmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi: “Siyasette ayrıştırıcı, ötekileştirici, baskıcı dil Türkiye’ye bir şey kazandırmaz. Türkiye’nin biran önce birbirini denetleyecek bağımsız ve güçlü yasama, yargı, yürütme ve sivil toplum örgütlerinin yönetimde söz sahibi olabildikleri bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Biz bunu parti olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem olarak nitelendiriyoruz. Türkiye’deki tüm vatandaşların bir ve eşit olduğu, farklı suç örgütlerinin etkin olduğu değil, sivil ve demokratik bir yapının tesisinin zorunlu olduğunu savunuyoruz. Bunun gecikmesi halinde Türkiye’nin bundan ağır bedeller ödeyeceğini belirtmek istiyoruz. Kaybeden Türkiye olmasın. Kaybeden vatandaşlarımız olmasın. Ama bakıyoruz son süreçte tam tersi bir tablo var ve bu bizi ciddi manada endişeye sevk ediyor.” Kaynak: Gelecek Partili Altaç: İnadına Serok Ahmet diyeceğiz.‘Yüz bin defa Serok Ahmet’MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ‘Serok Ahmet’ sözleri üzerine tepki gösteren Altaç, “İnadına Serok Ahmet demeye devam edeceğiz. Kürtçeyle, Kürtlerle ilgili hiçbir kişi hiçbir siyasi parti lideri küçümseyici, ötekileştirici bir söylem geliştiremez. Gelecek Partisi kadroları olarak en başta bizler bunun karşısında oluruz. Ne demek yani, ‘Serok Ahmet’ derken küçümseyici tavırla ötekileştirici bir dil kullanmak. Kürtçe bölgenin anadilidir ve herkes buna saygı göstermek zorundadır. Biz Serok deriz ve başta Bahçeli olmak üzere herkes buna saygı göstermek zorundadır. Eğer Bahçeli gerçek manada devlet adamıysa gelsin ve Diyarbakır meydanında göreyim onu. Sayın Genel Başkanımız son 2 ay içerisinde bölgeden 6-7 ili gezdi ve ilçe ilçe geziyoruz. Biz Kürt vatandaşlarımızla bir aradayız. Kürtlerin ne kadar acı çektiğini ne sıkıntılar yaşadığını yerinde gören, tespit eden bir devlet adamıdır, siyasetçidir Serok Ahmet. Onun üzerinden Kürtlerin dili ile alay edilecekse ben buradan bunu kendisine iade ediyorum. Kürtler bu coğrafyanın kadim halkıdır. Kürtçe bu coğrafyanın kadim dilidir (Zazaca, Soranice, Goranice) ve herkes saygı göstermelidir.” Kaynak: Gelecek Partili Altaç: İnadına Serok Ahmet diyeceğiz