Kıymetli Öğretmenlerimiz;
Sayın Cumhurbaşkanımızın 20. Milli Eğitim Şurası açılış töreninde yaptığı açıklamalar sonrasında duyduğum derin kaygıları sizlerle paylaşmak bir öğretmen olarak en büyük sorumluluğumdur.
Baş Öğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün yaptığı devrimler arasında en önem verdiği eğitimdir. Sözleriyle de her fırsatta öğretmenlere verdiği değeri vurgulamıştır.
Çocukluğumuzdan itibaren birey olmamızı sağlayıp bizleri topluma kazandıran öğretmenlerimizdir. Öğretmenlik mesleği kutsaldır. Öğretmenlerimiz geleceğimizin mimarıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın Yaptığı konuşmada ‘Sözleşmeli öğretmen ile kadrolu öğretmen ayrımı ortadan kaldırıyoruz’ ifadesi kullanılmıştır. Bir çok basında da ‘Öğretmenlere Müjde’ başlıkları ile haber yapılmıştır.
Kıymetli Öğretmenlerimiz bildiğiniz gibi ‘Sözleşmeli Öğretmenlik’ K.H.K ile 27 Temmuz 2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanmış ve yürürlüğe girmiştir.
Yürürlüğe giren bu kararname ile öğretmenlik mesleğinin itibarı zedelenmiştir. Bir öğretmen olarak ‘sözleşmeli yada aday öğretmen’ ifadelerinin kullanılması bizleri son derece üzmüştür.
Yayımlanan kararname ile öğretmenlerimize sözleşme imzalatılmış öğretmen unvanı layık görülmemiş aday öğretmen olarak sıfatlandırılmıştır. Aynı zamanda Öğretmen olabilmesi için KPSS şartını sağlamak yetmemiş mülakat engelini de aşması istenmiştir. Bütün bu şartlar sağlandığında ise saygı değer öğretmenlerimize 3+1 yıllık sözleşme önlerine sunulup imzalattırılmıştır. Yapılan sözleşmeye göre Öğretmen adayının 3 yıl boyunca tayin hakkı tanınmamış ve eşide öğretmene tabidir denilip eşi işe farklı illerde olmasına bakılmayıp aile birliği hiçe sayılmıştır.
Yapılan bunca dayatmalara rağmen hayallerinin peşinden koşan saygı değer öğretmenlerimiz 1 yıl görevini yaptıktan sonra adaylık sınavını da geçmek zorunda bırakılmıştır. Özlük hakları hiçe sayılan öğretmenlerimiz 4A kapsamında çalıştırılmış vergi dilimine sokulmuş ve ek ders ücreti düşük tutulmuştur.
Yayımlanan kararname ile öğretmenine sözleşme imzalatıp öğretmenler arasında ayrım yapanlar, öğretmenimizin aile birliğini hiçe sayanlar, öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyenler bugün ne oldu da öğretmenlerin özlük haklarını ve çalışma şartlarının düzenleneceğini belirtiyor. Görev tanımında olmamasına rağmen pandemi sürecinde covidli hasta ve temaslıların karantinalarını öğretmenlerin hayatını hiçe sayıp denetletenler bugün ne oldu da öğretmenlerin hakkını savunur oldu. Ailesinden ayırıp düşük maaş ile çalıştırdığınız, sözleşme imzalatıp aday öğretmen dediğiniz kıymetli öğretmenlerimiz ile helalleşmek mi istiyorsunuz?
Kıymetli öğretmenlerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklamada belirttiği gibi sözleşmeli ile kadrolu öğretmenlerin aynı haklara sahip olması zaten en doğal haktır. Bu bir müjde değil öğretmenlerimizin hak ettiği değeri görmesidir.
Asıl yapılması gereken atanması yapılmamış öğretmenlerimiz ve ücretli olarak çalıştırılan öğretmenlerimizin özlük haklarının verilmesi, şartlarının iyileştirilmesi ve atamalarının yapılmasıdır. Aynı zamanda mülakat denilen engelin bir an önce ortadan kaldırılmasıdır.
Gelecek Partisi Karaman İl Başkanı
Mustafa GÜVEN