Kayseri Kalesi

Kayseri Kalesi'ne ait ilk bilgiye M.S. 3 yüzyılda İmparator Gordianus dönemindeki sikkelerde rastlanmaktadır. Romalılar'dan başlayarak Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular, Dulkadiroğulları, Karamaoğulları ve Osmanlılar Kayseri Kalesi'nin iç ve dış surlarını tamir ve tadil etmişlerdir. Dış surların az bir bölümü ve iç surların önemli bir bölümü günümüze ulaşmıştır.

DIŞ KALE

Kayseri Şehri içinde kale ve surları geniş bir alan kaplamaktadır. Kayseri Surları'na ait ilk bilgi, Roma İmparatoru III. Gordianus zamanına (M.S. 238 -244) ait olan sikkelerde bulunmaktadır. Bu bilgiden, bu tarihte surların inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. İkinci bilgi ise, VI. yüzyılın ilk yarısına aittir. Bizanslı tarihçi Prokopius. Kayseri'nin kuruluşunda yapılmış olan surun, birbirinden uzak tepeleri, bahçeleri ve meraları çevirdiğini ve şehrin evlerinin burayı dolduramadığını, Bizans İmparatoru Justinian'ın (M.S. 527-565), şehri koruyabilmek için eskiye nazaran surları daha dar yaptırdığını, yani esas suru daralttığını belirtmektedir.

Bu iki belge ve kayda göre Kayseri Surları ilk olarak III. yüzyıl ortasında inşa edilmiş, VI. yüzyıl ortasında da daraltılmış ve tamir edilmiştir. Ancak surların bugüne kalan bölümlerinin hangilerinin Roma, hangilerinin Bizans devrine ait olduğu şüphelidir. Genelde araştırmacılar surların Bizans dönemine ait olabileceği kanısındadırlar.

Kayseri Şehri'nin tarihi kalesi, birisi dış şehir ve burçların meydana getirdiği, geniş koruma çerçevesi ile dış kale diğeri de muazzam bir yapı özelliği taşıyan ve bugün de bu özelliğini koruyan, iç kale olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.

Dış kale veya şehir surlarından bugün az miktarda önemli parçalar kalıntılar halinde ayaktadır. Surların büyük bölümü tahrip edilerek ortadan kaldırılmıştır. Yoğun burç ve göze çarpan birkaç yerdeki küçük kalıntıların dışında tamamen yok edilen Dış kale, savunma gayesiyle, tonoz ve kemerlerle yüksek tutulmuş beden duvarlarıyla inşa edilmiştir.

Kayseri Kalesi’nde dış surlardan dışarıya açılan 5 kapı vardır. Kalenin; kuzeybatısındaki kapıya Boyacı Kapı, güneyindeki kapıya Kiçi Kapı, güneydoğusundaki kapıya Sivas Kapısı, Kapalıçarşı önünde kuzeye açılan kapıya Demir Kapı ve kuzeydoğuya açılan kapıya da Yeni Kapı denmektedir.

İÇ KALE

İç Kale ise surların içinde, müstakil bir yapı durumundadır. Selçuklular, Karamanlılar, Dulkadiroğulları ve Osmanlılar tarafından tamir edilerek günümüze kadar ulaşmıştır.

İç Kale’de kenar duvarlarında ve köşelerde dikdörtgen planlı 18 adet burç bulunmaktadır. Bugün yapı sağlam bir durumdadır. İçkale, kuzeyden güneye 800 m. doğudan batıya 200 m. uzunluğundadır. Kalenin 18 burcu bulunmakta ve burçlar 3 m. genişliğindeki duvarlara yaslanmaktadır. Bu burçların altından devriye yolu geçmektedir.

Kalenin, biri kuzeydoğusunda, diğeri de Kazancılar çarşısına bakan güneybatısında olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır. İki kapının da önünde, ilk hücumu önleyecek birer mazgal göze çarpmaktadır. Yine emniyet için, kalenin dış çevresine kazılan su hendeği, son yıllarda yeşil alan yapılmak için doldurulmuştur. Kalenin iç kısmında ve kuzey batısında, sur duvarına bitişik olarak yapılmış zarif bir cami vardır. Bu cami, şehrin Karamanlılar’dan, Osmanlı idaresine geçmesi sırasında, Fatih Sultan Mehmet tarafından, M. 1467 yılında, Gedik Ahmet Paşa"ın nezaretinde yaptırılmıştır. İç kale şu anda yoğun ticari faaliyetlerin gözlendiği bir bölgedir.