Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, iki gün boyunca bir takım ziyaretlerde bulunmak için dün Diyarbakır’a geldi. Kentte basınla da bir araya gelen Davutoğlu, Türkiye’de 90’lı yılların korkularının geri geldiğini ve yolsuzluk ile yoksulluğa karşı çıkmak için Gelecek Partisi’ni kurduklarını açıkladı.
Devrim AKTÜRK
MÜCADELE- Gelecek Partisi Kurucu Genel Başkanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, iki gün boyunca bir takım ziyaretlerde bulunmak, basın ile toplantı yapmak ve partinin Kayapınar İlçe Binası’nın açılışını gerçekleştirmek için dün Diyarbakır’a geldi. Ahmet Davutoğlu program kapsamında basınla kahvaltı yaptıktan sonra gazetecilere açıklamalarda bulundu. Diyarbakır’ın, siyasetin odak kentlerinden biri olduğunu aktaran Davutoğlu, Diyarbakır’a gelişini 12 Eylül’e denkleştirmesinin nedeni olarak da, 1980 yılında gerçekleştirilen darbenin yıl dönümüne denk getirmek olduğunu ve parti olarak iktidara geldiklerinde ülkenin birçok sorununu çözeceklerini belirtti. Aynı zamanda Türkiye’de 90’lı yılların korkularının geri geldiğini ve yolsuzluk ile yoksulluğa karşı çıkmak için Gelecek Partisi’ni kurduklarını açıklayan Davutoğlu, parti olarak barajların tümüyle kalkması gerektiğine inandıklarını ya da minimum düzeyde olması gerektiğini vurguladı.
“DİYARBAKIR CEZAEVİ ACI VE KARANLIK DÖNEMİN SEMBOLÜ HALİNE GELDİ”
Diyarbakır’ın, siyasetin odak kentlerinden biri olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Bugün Diyarbakır’a gelişimi önemli bir tarihe denk getirmeye çalıştım. Bugün 12 Eylül, yani 1980 darbesinin yıl dönümü. 12 Eylül’de hemen herkes ne yazık ki nasibini alsa da, önemlikle Diyarbakır Cezaevi böyle bir acı ve karanlık dönemin sembolü haline geldi. Burada söylemekten bile edep ettiğim davranışlarla tutuklu ve hükümlülerin insanoğlunu zedeleyen kara dönem başladı. Nitekim Türkiye’de son yıllarda 90’lı yılların korkuları geri geldi. Yolsuzluklar, yakın kayırmacılığı, şatafatlıklar riayet etti. Biz bu partiyi bundan dolayı kurduk. Yolsuzluk ve yoksulluğa karşı çıkmak için Gelecek Partisi’ni kurduk. Baskılara rağmen Türkiye’nin siyasetini oluşturacak çok kapsamlı vizyonlar ortaya koyduk. Ancak Türkiye’de medyada bir sansür var. Bundan en çok etkilenenler siz medya mensuplarısınız. Bundan dolayı zorlu mücadelelerde sürdürdüğünüz mesleğiniz dolayısıyla sizleri tebrik ediyorum.” dedi.
“TÜRKİYE’Yİ SOĞUK SAVAŞ KÜLTÜRÜNE MAHKUM ETTİLER”
Cumhurbaşkanlığı adaylığında parti kurulu olarak düşündüklerini basınla paylaşan Davutoğlu, “Türkiye’yi soğuk savaş kültürüne mahkum ettiler. İki kutuplu bir siyaset oluşturuldu. Cumhurbaşkanlığı Sistemi bunu yaptı. Siyaset Ankara’da değil, Diyarbakır’ın ve Bingöl’ün sokaklarından geliyor. Büyük bir tsunami, dalga geliyor. Biz Gelecek Partisi olarak iktidar konusunda iddialı çıktık. Bazı anket durumlarıyla çarpışa çarpışa savaşıyoruz. Biz halkın içinden geliyoruz. Lice’nin tozlu yollarından geçe geçe geleceğiz. Gelecek Partisi kendi kadrolarıyla geliyor.” diye konuştu.
“BAHÇELİ ‘SEROK AHMET’ DİYEREK BENİ HEDEF ALDI”
2019 yılında kayyum politikasına karşı çıktığını anlatan Davutoğlu, “Bu tarihte kayyum konusunda benim yaptığım bir açıklama üzerine, kayyuma karşı çıktığım için, daha seçimler yeni yapılmasına rağmen, seçilenlerin suçlu olduğu belirtiliyorsa neden seçime girmelerine müsaade edildiğini söyledim. Eğer suçsuzlarsa nasıl halkın demokratik seçimine karşı geliyorsunuz ve neden meclis üyelerinden değil de, kayyum atıyorsunuz diye çok açık bir şekilde tepkimi koydum. Daha partim yoktu. O dönem tek başıma şahsi olarak karşı koydum. Sayın Bahçeli’de ‘Serok Ahmet’ diyerek beni hedef aldı.” Şeklinde konuştu.
“TAHİR ELÇİ HERKESİN TAKDİRİNİ KAZANAN AYDIN BİR İNSANDI”
Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili de konuşan Davutoğlu, “Bütün bu süreçlerde, Başbakanlığım döneminde beni en çok üzen şey Tahir Elçi’nin katledilmesidir. Evet, bunu bir siyasi suikast olarak da söyledim. Tahir Elçi herkesin takdirini kazanan aydın bir insandı. Rahmet diliyorum. Eşini ve dostlarını Başbakanlığım sürecimde aramıştım. Bildiğiniz gibi ondan sonraki süreçte Başbakanlıktan ayrılmak zorunda kaldım. Buna istinaden yaşanan süreçlerde yine kayyumun yaptığı haksızlıklara istinaden şikayetler var. Bu durum haklı şikayetlerdir. Doğu ve batı ayrımının yapılması da yanlıştır. Bu durum Türkiye’ye yakışmayan utanç verici bir tablodur. O kişi suçluysa hesap verilir. Ben de veririm. Ondan sonra da seçilmişler arasından biri seçilir.” Dedi.
“ELEKTRİK FATURALARI ÇOK YÜKSEK”
Diyarbakır’da ilçe gezilerinde vatandaşın ekonomik sıkıntılarla yüzleştiğini söyleyen Davutoğlu, “Gençler ekonomik sıkıntılar nedeniyle İstanbul’a değil, yurt dışına kaçıyorlar ve bu şikayetler vatandaşlar tarafından bana iletiliyor. Keza Diyarbakır’da küçük bir bakkala gelen elektrik faturaları çok yüksek bir seviyede. Öylesine elektrik faturası şikayetleri var ki.” diye konuştu.
“BARAJIN TÜMÜYLE KALKMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”
Seçim barajı konusuna değinen Davutoğlu, “Biz parti olarak barajların tümüyle kalkması gerektiğine inanıyoruz ya da minimum düzeyde olması gerekiyor. Biz herhangi bir barajdan da korkmuyoruz. Ancak demokratik temsilciler önemlidir. Yüzde 10 barajı siyasi istikrarı sağlar diye düşünüldü ama sağlamadı. Şu anda Türkiye’de siyasi istikrar yok. Türkiye’nin geleceğini belirleyen Sayın Devlet Bahçeli’nin ağzından çıkacak iki sözdür. Mesele yüzde 10 barajı değildir, zihniyettir. Ben buna mahkumlar koalisyonu diyorum. Her ikisi de birbirine mahkum durumdadır. Demek ki barajlar bir işe yaramıyor. O zaman barajların kalkması gerekiyor. Ancak bizim herhangi bir baraj kaygımız yoktur. Ekim ayı, siyasetin nevruzudur. Bu ayda siyaset canlanır. Bütün partilerle konuşuruz. Bizimle konuşan herkesle görüşürüz. İttifak konusu anca seçim zamanında konuşulur. Ondan önce konuşulması iktidarın işine yarar. Şu anda bağlayıcı bir şey söylemeyi doğru bulmuyorum.” şeklinde konuştu.