Serdivan’ın da içinde bulunduğu Sakarya (Adapazarı) bölgesi, verimli toprakları, ormanları, akarsuları, gölleri ve önemli göç yolları üzerinde bulunması dolayısıyla eski çağlardan beri sırasıyla Frigler, Bithinyalılar, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslıların hâkimiyeti altına bulunmuştur.

Roma Bizans devrinde bugünkü Adapazarı havzasında yerleşim izine rastlanmamaktadır. Bölgenin Osmanlı tarafından fethinden sonra 1300’lü yılların ilk yarısında göçebe Türk boyları buralara yerleşmişlerdir.

Serdivan’ın yerleşim yeri olarak kullanılmasının Adapazarı’ndan daha sonra olduğu belirtilmektedir. İlk olarak 17. yüzyılda buraya yerleştirilen Rum tebaa tarafından kurulduğu tahmin edilmektedir. İlk adının “Petrades” olduğuna ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Zaman içinde “Sardovan” ve bugünkü ifadeyle “Serdivan” adı kullanılmaya başlamıştır.

Bugünkü Serdivan yerleşim yerinin kurulması, Lozan Antlaşması çerçevesinde yapılan nüfus mübadelesine bağlıdır. Mübadele sürecinde, Serdivan’da ikamet eden Rum nüfus giderken yerine Müslüman nüfus gelmiştir. Yeni gelenler, Rumların boşalttığı mekânlara değil, yeni bir alana (bugünkü Serdivan) yerleşmiştir.

1923 yılında 400 hane ile (mübadele ile gelen) kurulan Serdivan Köyü’nün bir yerleşim planı yapıldığı bilgisi bulunmaktadır. Söz konusu yerleşim planında, üç ana yol ve bu yollara çıkan ara sokaklar öngörülmüştür. Ayrıca her evin iki cephesinin yola bakması ve evler ile diğer mekânların birbirlerinin görüşünü engellememesi hedeflenmiştir. Fakat kısa süre sonra salgın hastalık gibi sorunlar nedeniyle Ege Bölgesine göç başlamış ve köyün nüfusu kısa sürede 2/3 oranında azalmıştır. Geride kalanlar ise yerleşim planını ve arazi kullanım ilkelerini uygulamadan yapılaşmayı sürdürmüşlerdir.