- Siyasi Ahlâk İlkeleri: Siyasetin Estetik Özü Tam demokratik bir idarenin vazgeçilmez unsurlarının başında dürüst, temiz ve şeffaf siyaset gelir. Sağlıklı işleyen bir demokrasinin temel göstergelerinden birisi, halkın seçtiği kişilere ve devlet kurumlarına duyduğu güvendir. Bu güveni tesis etmenin yolu ise seçilmişlerin ve atanmışların millet adına ve millet için emaneten oturdukları makamlarda bağlı kalacakları ilkeler, değerler, kurallar ve denetleme mekanizmalarıyla sağlanabilir. Bu anlamda, siyasi etik ilkelerinin berrak bir şekilde belirlenmesi hayati öneme sahiptir. Siyasi etik ilkeleri milletimizi temsil edenler ile milletimiz arasındaki güveni sağlamlaştıracak, kamu hizmetlerinin daha şeffaf, eşit ve adil verilmesini sağlayacak, özel sektöre örneklik teşkil edecek ve şümullü kurumsallaşmayı sağlayacaktır.
- Siyasi etikle ilgili uluslararası düzeyde çalışan Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu (GRECO)’nun 4 numaralı Tavsiye Kararı gereğince milletvekillerinin, hâkimlerin ve savcıların siyasi etik ilkelerinin GRECO’ya üye ülkeler tarafından yasalaştırılmasına yönelik bir tavsiye kararı alınmasından hareketle siyasi etik alanında Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yapılan çalışmalar başta olmak üzere, bu alandaki önemli çalışmaların referans olarak kabul edilmesini öngörüyoruz. Siyasi etikle ilgili temel ilkelerin ivedilikle belirlenerek, kanuni güvence altına alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ilkelerin hayata geçirilmesi kapsamında olmak üzere; mal bildirimi, çeşitli çıkar çatışması durumlarına dair beyan yükümlülüğü, hediye alma yasağı gibi özel konuların düzenlenmesinin bir gereklilik olduğuna inanıyoruz.
- Siyasi etik ilkeleriyle ilgili kurumsal yapının hızla oluşturulması ve siyasi etik ihlallerine karşı izleme, denetim ve yaptırım sisteminin düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanı yardımcıları, bakanlar, milletvekilleri, sivil ve askeri kamu idarecilerinin vazifeleri sonrası yapamayacakları işlerin düzenlenmesi ve bu makamların vazifeleri sırasında ailelerinin, akrabalarının, eş-dost çevrelerinin, hemşerilerinin ve çıkar çatışması oluşturabilecek kişilerin kamu istihdamından ve kaynaklarından faydalanmasını düzenleyecek yasal zeminin oluşturulması en temel önceliklerimizin başında gelmektedir.
- Bu ilkeler çerçevesinde, kapsamlı bir Siyasi Etik Kanunu çıkarmayı öngörüyoruz. Yolsuzlukla Mücadele: Adil ve Üretken Bir Toplum Düzeninin Temel Şartı Yolsuzluk, ülkemizin sürdürülebilir ekonomik gelişiminin ve adil bir paylaşımın önündeki temel ahlâkî ve yapısal sorunlardan birisidir. Yolsuzluğun birçok yapısal sebebi bulunmakla birlikte, ekonomik faaliyette kamu gücünün ağırlığının en temel etken olduğunu düşünüyoruz. Şeffaflıkta yaşanan sorunlar, sağlıklı denetim mekanizmalarının çalışmaması ve hukuk devleti normlarının işlevsel olmaması kamu kaynaklarının istismar edilebilmesinin önünü açmaktadır. Partimiz, yolsuzluğun yaygın bilinen ismiyle basit bir ‘rüşvet’ sorunu olmadığını düşünmektedir.
- Kamu kaynaklarının verimsiz, kuralsız ve istismar edilerek kullanılmasına yol açan her türlü girişim ve kararın yolsuzluğa neden olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Bu nedenle kamu yönetiminde yolsuzluk kavramı ve fiilinin daha geniş bir tanımının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Kamu kaynaklarının kullanımında tam anlamıyla
- bir hesap verilebilirlik öngörüyoruz. Kamu adına güç ve kaynak kullanan her kişi ve kurum sadece yasalar karşısında değil, toplum önünde de şeffaf süreçleri işletmelidir. Bu noktada STK’ların ve vatandaşların süreçlere katılımının ve bu süreçleri gözetlemesinin/denetlemesinin önündeki bütün engellerin kaldırılmasını öngörüyoruz. Vatandaşlarımızın kamu kaynaklarının kullanımını doğrudan izleyebilmesi için yeni teknolojik imkânlarla altyapı oluşturmayı hedefliyoruz. Hesap verilebilirliği sadece cezai müeyyidelerle değil, genel etik ortamını besleyecek yapısal idari önlemlerle hayata geçireceğiz.
- Şeffaflık: Kamu Ahlâkının İşlevsel İlkesi Hükümetlerin ve kamu idaresinin hesap verme sorumluluğunu yalnızca yasal bir mecburiyet değil, ahlâkî bir erdem olarak da görüyoruz. Tam demokrasinin vazgeçilmez unsurunun şeffaflık olduğuna inanıyoruz. Şeffaflığın sağlanamadığı bir yönetimde kişisel menfaatler, verimsiz ve yanlış kararlar, israf, kamu kaynaklarının sorumsuz kullanımı ve haksız rekabet kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Şeffaflığın tabiî karşıtının gizlice yapılan işler, alınan kararlar ve atılan adımlar olduğunu düşünüyoruz. Şeffaflığı esas alan bir yasal düzeni ve kültürü oluşturamayan ülkelerin vatandaşlarını mutlu edecek refahı sağlayamayacağını öngörüyoruz. Modern bir hukuk devleti hesap verdikçe ekonomisi güçlenir, şeffaflaştıkça toplumsal barışı sağlamlaşır.
- Tam demokratik hukuk devletinin ilk ve doğal çıktılarından birisi, şeffaflığın yerleşik hale gelmesi olmalıdır. Partimiz, bu hedefi engelleyecek hiçbir mazereti kabul etmemekte, hesap verilebilirlik karşısında hiçbir meşru gerekçenin olamayacağına kati surette inanmaktadır.
- Partimiz, başta hükümet olmak üzere, kamu adına karar alan bütün kişi ve kurumlar, siyasi partiler, odalar, sendikalar, basın kuruluşları ve STK’ların evrensel standartlarda çağdaş bir şeffaflık düzeyine ulaşması için azami gayret sarf edecektir. Kamu ve gönüllü kaynaklarını kullanan resmî ve gayri resmî bütün örgütlü yapılar çağdaş ve evrensel bir hesap verebilirlik seviyesine ulaştıkları ölçüde verimli ve demokratik olabilirler. Bu inançla; siyasi partilerin, kamu kurumlarının, sendikaların, odaların, basın kuruluşlarının ve STK’ların şeffaflaştıkça sağlam gelenekler oluşturabileceğine ve sağlıklı yapılar olacağına inanıyoruz. Bu bağlamda şeffaflığı temin edecek ve yolsuzluklara engel olacak Şeffaflık Yasası’nı çıkarmak en öncelikli hedefimiz olacaktır.
- Kamu İstihdam Ahlâkı: Ehliyet, Liyakat ve Emanet Kamu hizmetine girişin ve yükselişin liyakat ekseninde bütün vatandaşlara açık ve eşit kurallara bağlı olduğu bir kamu istihdamı öngörüyoruz. Kamu hizmetinin yürütülmesinde ‘kamu istihdamı etik soruşturması sisteminin’ kurulması ve yeni mağduriyetler oluşturmayacak şekilde somut ilkeler ve kurallarla işletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kamu hizmetine giriş, kalış ve yükselişin kayırmacılık, nepotizm ve farklı çıkarlar sebebiyle aşındırılmasına müsaade etmeyeceğiz. Ayrıca siyasi, dini, mezhebi, kültürel, bölgesel, sosyo-ekonomik zümre aidiyetlerinin kamu istihdamında avantaj veya dezavantaj oluşturmasının önüne geçeceğiz. Bu aidiyetlerin karar alma süreçlerini etkilemesi durumunda, çok somut şekilde hak arama yollarının açık olmasını sağlayacağız. Kamuya personel istihdamında ve meslek içi yükselme ve nitelikli görevlere seçilmelerde mevcut bulunan mülakat sistemi kaldırılacak, yerine objektif kriterlere dayalı sınavlar yapılacaktır. Özellikle kamu istihdamında her türlü görünen veya görünmeyen ayrımcılığa son vereceğiz. Gerekli durumlarda haksızlığa uğrayanların durumunu düzeltene kadar pozitif katkı sağlayacak kolaylıkları hayata geçireceğiz. Nihai gayemiz; kamu hizmetinin liyakat sahibi bütün vatandaşların hakkı olmasını sağlamaktır.
- Partimiz, milletimizi devletin sahibi görmektedir. Kamu gücünü kullanan her kişi ise emanetçidir. Kamu gücünü ve malını emanet bilen bir siyasi ve toplumsal ahlâkın yerleşmesi temel hedeflerimizdendir. Bu kültürün yerleşmesinde fırsat eşitliği en önemli unsurlardan birisidir. Hiç kimsenin dışlanmadığı, tüm vatandaşlarımızın vatandaş olmakla eşit haklara sahip olduğu bir devlet, iş hayatı ve toplumsal hayat arzumuzdur. Partimiz, kamu personel sayısının rasyonel olmayan kararlarla şişirilmesine karşıdır. Devlet memurluğunun bir imtiyaz veya özel bir hak olarak algılanmasını sağlayan her türlü zeminin öncelikle kamu hizmetlerine zarar verirken, vatandaşlar arasındaki hakkaniyet duygusunu da zedelediğinin farkındayız. Kamu görevlerinin yürütülmesinde bugüne kadar yaşanan aksaklıkların en büyük nedenlerinden birisini, kamuda istihdamın performans, bilgi, liyakat ve vatandaşa yaklaşımına bakılmaksızın, ömür boyu kazanılmış bir hak olarak görülmesi ve bu hususun ilgili mevzuat ve yargı uygulamalarıyla teminat altına alınmış olması oluşturmaktadır. Tarafsız ve nesnel kriterlere dayalı etkin bir denetim ve değerlendirme sistemi getirilerek, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde liyakate dayalı ve performansı öne çıkaran bir performans sistemine geçilmesi, yöneticilerin de müteselsil sorumlu sayılması sağlanacaktır. Kamuda görev tanımları yeniden belirlenecek, bazen aynı kurumda dahi var olan ve aynı tür işi yaptığı halde farklı kurumlarda farklı statü, özlük ve emeklilik hakları ile görev yapan ve iş barışını da engelleyen uygulamalara son verilecektir.