Aile toplumun temel direğidir. Çocukların ilk sosyalleşme süreci aile içinde gerçekleşir. Aile bireyleri arasındaki uyum ve dayanışma önce çocuklara, sosyal çevreye, nihayetinde sosyal barışa yansır. Aile içindeki olumsuzluklar, sadece o ailenin bireylerini değil sosyal çevrelerini de olumsuz etkiler. Bu nedenle ailenin yaşadığı sorunlarla başa çıkma becerisini geliştirmede aileye ve aile bireylerine odaklanan açık politikalar üretilecek, teşvik edilecektir.

Aileye odaklanan açık sosyal politikaların oluşturulmasında kentleşme, dijital iletişim, kadın ve gençlik hareketleri belirleyici etkenler olarak göz önünde bulundurulacaktır.
Kadın ile erkeğin birbirine rağmen değil birbirine güç veren, birbirini destekleyen bireyler olarak yaşamın her alanında birlikte yol almalarını sağlayacak sosyal politikalar üretilecektir.
Demokratik ve müreffeh bir toplum ulaşma hedefi doğrultusunda kadınların kendi hayatlarına ilişkin tercihlerini özgürce yapabilecekleri sosyal, siyasal ve ekonomik ortamın oluşturulması sağlanacaktır. Kadınları özel alanla sınırlamadan kamusal alanda yer almaları için fırsatlar sunulacaktır.
Kadınlar ülkenin kalkınması sürecinin erkeklerle birlikte aktif katılımcılardır. Kadınların katılımı olmadan sosyal ve ekonomik kalkınma gerçekleşemeyecektir. Bu amaçla kadınların iş gücü piyasalarında erkeklerle birlikte aktif olarak bulunmalarını, ayrıca kadınların ekonomik ve psikolojik olarak güçlenmelerini sağlayacak bütüncül bir yaklaşımla politikalar üretilecektir.
Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, doğrudan yaşam hakkını ilgilendirdiğinden en öncelikli sorundur. Sadece adli tedbirlerle bu sorunun giderilemeyeceği açıktır. Sorunun sosyolojik nedenlerine odaklanmadaki kamu idaresinin isteksizliği, bu sorunu giderek içinde çıkılamaz hale sürüklemektedir. Kadın cinayetlerinde iyi hal indirimi kaldırılmalı, önleyici ve koruyucu tüm yasal tedbirler alınmalıdır. Ancak sorunun yeniden üretilmesinin önüne geçebilmek için bu sorunu ortaya çıkaran kök nedenlere odaklanmalı, bu doğrultuda araştırmalar yapılmalıdır. İstatistikler politikaların belirlenmesinde büyük rol oynar. Tüm bunların farkındalığıyla vakaların şeffaf olarak kayıt altına alındığı, doğru ve sağlıklı verilerin toplandığı, sivil toplum örgütlerinin deneyim ve birikimlerinin dahil edildiği çözüme yönelik sosyal politikalar geliştirilecektir.
Çocuk, yetişkinliğe kadar bedensel ve ruhsal açıdan sürekli gelişim gösteren bireydir. Bu gelişimin sağlıklı olmasında aile kadar devletin de sorumluluğu söz konusudur.
Gerek dünyada gerekse ülkemizde milyonlarca çocuk sorunlarına çözüm beklemektedir. Olumsuz şartlarda yaşayan çocukların daha sorunsuz ve geleceğe güvenle baktıkları bir yaşam sağlamak devletin en temel görevidir.
Çocuk haklarının hayata geçirilmesine Gelecek Partisi özel önem vermektedir. Çocuk haklarının amacı çocuğun en ideal fiziksel, psikolojik ve çevresel şartlarda büyümesinin sağlanmasıdır. Çocuk haklarının toplum tarafından farkına varılması, bu hakların daha iyi anlaşılmasını, yerleşmesini ve yaygınlaşmasını sağlar. Gelecek Partisi çocuk hakları bilincinin topluma yerleşmesinin ve hayata geçirilmesinin sağlanmasında tüm kurumlarıyla birlikte devletin en önemli aktör olduğunu kabul etmektedir.
2010 yılında Anayasa’da yapılan kısmi değişiklikler çocuk hakları açısından önemli kazanımlardır. Ancak yeniden yapılacak bir anayasada çocuk haklarının daha doyurucu olarak ve ayrı bir başlık altında düzenlenmesi, yeni anayasanın üstünlük göstergelerinden biri olacaktır.