- Kamu Düzeni ve Hukuk’un Üstünlüğü
- Devletin dini adalettir - Hz. Ali
- Adalet olmayınca devlet büyük bir çeteden başka nedir ki? - Aurelius Augustinus
- Modern devletin varlık nedeni; vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak, temel hak ve özgürlüklerine saygı göstermek ve korumak ve eşit yasa egemenliğini temin etmektir. Gerçekte, anayasalar vatandaşın egemenliğini, yasalar da vatandaşın hakkını tanımlayan metinlerdir. Kamu düzeni; kavramı gereği ancak hukukun üstün olduğu, yani yöneten ve yönetilenlerin eşit ölçüde hukukla bağlı olduğu ülkelerde mümkündür. Zorbalık ve şiddetle bir süre düzen sağlanabilir ama bu kamu düzeni değildir. Çünkü zorbalığın, kanunsuzluğun olduğu yerde kamu yani toplum, toplum olma niteliğini yitirir, yığınlaşır ve kalabalıklar seviyesine iner. Toplum, ortak değerleri ve kuralları olan duygu birliği içinde birbirine inanarak ve dayanarak yaşayan vatandaşlar birliğidir. Devlet de o vatandaşların en yüksek siyasal organizasyonudur. Hukuksuzluğun, zorbalığın ve şiddetin olduğu yerde bir düzenden çok insanlar arasında korku, güvensizlik ve iki yüzlü ilişkiler olur. Toplum karakterini yitirir ve devletiyle beraber yozlaşır ve çürür.
- Haddizatında hukukun üstün olmadığı devletler, devlete en az benzeyen şeydir. Devletin özü hukuktur. Devletin hukukla bağlı olmadığı durumda, yöneticiler keyiflerince, kendilerini ve yakın çevrelerinin çıkarları doğrultusunda zorbalıkla ülkeyi yönetir. Bu da insan haysiyet ve onurunun ayaklar altına alınması demektir. Düzen ve asayişin dipçikle, zorbalıkla sağlandığı ülkelerde insanların birbirine olan güveni kalmadığı gibi devlete olan güven ve aidiyet duygusu kaybolur. Devlet vatandaşlarını hiçbir konuda ikna edemez ve herhangi bir amaç için seferber edemez. Bir süre sonra örneklerini bolca Orta Doğu ülkelerinde gördüğümüz gibi toplumsal şiddet artarak iç savaşa ve parçalanmaya evrilir.
- Hukukun üstünlüğü ancak kuvvetler ayrılığının anayasal teminat altında olduğu ülkelerde mümkündür. Yargının, yürütmenin güdümünde ve vesayetinde olduğu ülkelerde temel insan hakları ve özgürlüğü ilkesi güvencesizdir. Başka bir ifadeyle anayasa askıdadır. Kuvvetler ayrılığı hem yargı kurumunun bağımsız olması hem de hakimlerin bireysel olarak (atama, tayin, terfi, disiplin soruşturması) teminat altında olmasıyla mümkündür.