Boşanmış ailelerin çocuklarının ebeveynlerince  “haczedilmesi”nin önüne geçilmelidir!
29.04.2020

Boşanmış ailelerin çocuklarının ebeveynlerince “haczedilmesi”nin önüne geçilmelidir!

Gelecek Partisi Çalışma ve Sosyal Hizmetler Politika İzleme Kurulu Başkanı Av. Seren Yıldız Öztürk,  Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk 100 gününde çocukların haczedilmesi uygulamasının kaldırılacağının taahhüt edildiğini hatırlatarak, “ TBMM’nin 100. Yılı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın kutlandığı şu günlerde bile bu uygulamanın kaldırılmasına yönelik hiçbir gelişme kaydedilmedi” dedi.

“Velayeti alan tarafın, boşandığı eşiyle “çocuk üzerinden” hesaplaşması nedeniyle ortaya çıkan psikolojik baskı, çocukta “Ebeveyne yabancılaşma sendromu”na (EYS) neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk, hedefteki ebeveyne karşı soğumakta, uzaklaşmakta, yabancılaşmakta, çaresizlikleri daha da artmaktadır. Çocukluk çağında yaşanan bu olumsuz deneyim yetişkinlik yıllarına taşınmakta ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde psikolojik sorunlara sebep olmaktadır. Bu nedenle EYS, sadece çocuk ve ebeveyn üzerinde olumsuz etki oluşturmamakta, gerek toplum sağlığını, gerekse toplumsal barışı etkileyen sonuçlara neden olmaktadır.

” diyen Öztürk, şunları söyledi:

“Öte yandan, çocuğu manipüle etmeye yönelik bu filler gerçekleştirilmese dahi çocuğun bir ebeveyni ile ayda sadece iki defa görüşmesi yeterli olmamakta, duygusal olarak uzaklaşmaktadır. 

Mahkemenin tayin ettiği günlerde çocuğu ile görüşmesi engellenen ebeveyn icra takibi yaparak kendi çocuğunu haczetmeye mecbur kalmaktadır. 300-350 TL’yi bulan icra takibi giderlerini ödeme gücü olmayan ebeveynler ise çocuğu ile görüşememektedir.

Maalesef icra memuru ve polis eşliğinde çocuk teslimi yapılmakta, çocuğun ruh dünyasını hırpalayan olaylar yaşanmakta, vicdanı yaralayan görüntüler medyada yer almaktadır. Sadece ilgililer değil, tüm toplum bu uygulamadan oldukça rahatsızdır. Bu durum vicdanları kanatmaktadır.

“Alacaklı” ve “borçlu” hanelerinde çocuğun annesi ve babasının adının yazdığı bir icra emri ızdırabı son bulmalıdır.

Çocukların 1932’den bu yana, 88 yıldır bir eşya gibi haczedilmesi 2020 Türkiye’sine yakışmamaktadır. Devletin, aile hayatına saygı gösterme yükümlülüğü ile bağdaşmayan bu uygulamaya derhal son verilmelidir.

Av. Seren Yıldız Öztürk  “Çocuk teslimi ve kişisel ilişki” sürecinin adli sistemin dışına çıkarılması gerektiğine, bu amaçla çocukların yüksek yararı gözetilerek acil yapılması gerekenleri şöyle sıraladı;

  • İç hukukun parçası olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin Ek-7 No’lu Protokolü göz önünde bulundurularak: boşanma sonrası ebeveyn ve çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin barışçıl yolla sürdürülmesi için ihtiyaç olan kurumsal yapı oluşturulmalı, mevzuat değişikliği gerçekleştirilmelidir.
  • Türk Medeni Kanun’unun 336.maddesi, çocuk merkezli ve çocuğun üstün yararına odaklanan yeni bir velayet sistemini temel alacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.  
  • İcra ve İflas Kanunu’nun 25, 25/a ve 25/b maddeleri derhal ilga edilmeli, çocuk teslimi İcra ve İflas Kanunu dışına çıkarılmalıdır. 
  • Çocukların duygusal istismarı olan “Ebeveyne yabancılaşma sendromu” hakkında gerek boşanma sürecindeki ebeveynler gerekse sürecin tüm aktörleri bilgilendirilmeli; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı konu ile ilgili farkındalık çalışmaları yapmalıdır.