Erişilebilirlikle İlgili Ek Sürenin Torba Kanun İle Uzatılmasına Dair Açıklamamız
Ülkemizin ilk imzacı devletlerden biri olarak tarafı bulunduğu Birleşmiş Milletler Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme'nin 9. Maddesi erişilebilirlikle ilgili düzenlemeleri içermektedir. İlgili maddenin başlangıcında, "Taraf Devletler engellilerin bağımsız yaşayabilmelerini ve yaşamın tüm alanlarına etkin katılımını sağlamak ve engellilerin diğer bireylerle eşit koşullarda fiziki çevreye, ulaşıma, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sistemleri dahil olacak şekilde bilgi ve iletişim olanaklarına, hem kırsal hem de kentsel alanlarda halka açık diğer tesislere ve hizmetlere erişimini sağlamak için uygun tedbirleri alacaklardır." denmektedir. Madde, erişim önündeki engellerin tespitini ve ortadan kaldırılmasını da içeren bu tedbirlerin, binalar, yollar, ulaşım araçları ve okullar, evler, sağlık tesisleri ve işyerleri dahil diğer kapalı ve açık tesisler, Elektronik hizmetler ve acil hizmetler de dahil olmak üzere bilgi ve iletişim araçları ile diğer hizmetleri de kapsaması gerektiğini belirtmektedir.
2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun'un geçici 2 ve 3. maddeleri, kamuya açık bütün fiziki yapıların, açık ve kapalı alanların, ulaşım sistemlerinin yedi yıl içinde erişilebilir hale getirilmesini düzenlemiştir.
Ne yazık ki, sürenin dolduğu 2012 yılından itibaren geçici maddelerde yapılan çeşitli değişikliklerle bu süre uzatılarak engelli ve hareket kısıtlılığı yaşayan vatandaşların erişilebilirlik hakkı ötelenmiş, bu konuda sorumluluğu olup yerine getirmeyen kişi ve kurumlar korunmuş, yaptırımlara muhatap olmaktan kurtarılmıştır.
Kamuya açık alanların erişilebilirlik denetimlerinin yapılması için Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, diğer ilgili kamu kurumları ve STK temsilcilerinin katılımıyla illerde kurulan Erişilebilirlik İzleme ve Denetleme Komisyonları, çeşitli dönemlerde vatandaşların talep ve şikayetleri üzerine denetimler yapmakta, görülen eksikliklerle ilgili raporlar tutulup ilgili belediye ya da merkezi yönetime bağlı kuruma gerekli dönüşümü tamamlaması için süreler verilmekte ve verilen süre içinde eksiklerini gidermeyen kurumlara yasa gereği cezalar verilmektedir. Ancak iktidar, gerek yerel yönetim, gerek merkezi yönetim olarak kendi sorumluluğunda bulunan alanlarla ilgili dönüşümü gereği gibi tamamlayamadığından kesilen cezalara muhatap olmamak için, kanunla belirlenen süreleri geçici maddelere yaptığı eklerle ve torba kanunlarla değiştirerek cezalardan kurtulmaya çalışmakta ve vatandaşların erişilebilirlik haklarını ötelemeye devam etmektedir. Böylelikle, sorumlular nasıl olsa yeni uzatmaların gelebileceğinin ve cezalardan kurtulacak olmanın rahatlığıyla vatandaşı erişilebilirlik hakkından mahrum etmeye devam edebileceklerdir.
İktidar partisinin son olarak TBMM Başkanlığına sunduğu 09/07/2021 tarihli torba kanun teklifinin 16. maddesiyle erişilebilirlik dönüşümü için kurumlara verilen ek süre üç yıldan altı yıla çıkarılmakta, böylece 2019 yılına kadar komisyonlar tarafından kurumlar için düzenlenen erişilebilirlik ceza dosyaları işlevsiz hale getirilmek istenmektedir. Bu yolla, erişilebilirlik kriterlerini sağlamayan kurumlar adeta ödüllendirilmektedir.
Cumhurbaşkanlığı tarafından 2020 yılı "Erişilebilirlik Yılı" ilan edilmiş ancak gerekli dönüşümler hakkıyla sağlanamamıştır. Bunun üzerine bir de söz konusu torba kanun düzenlemesiyle geçmişe sünger çekilerek yeni ötelemelere zemin oluşturulması kabul edilemez bir durumdur.
İlgili madde derhal kanun teklifinden çıkarılarak bu yanlışa son verilmeli ve geçmişte düzenlenen ceza dosyaları yürürlüğe konmalıdır.
2020 yılı "Erişilebilirlik Yılı" iken, 2021 yılı "Erişilebilirlik Öteleme Yılı" haline gelmemelidir.
Uluslararası ve ulusal mevzuatla düzenlenen erişilebilirlik hakkı hiç bir biçimde engellenmemeli ve ötelenmemelidir.