İHRACATÇILARIMIZ KAN AĞLIYOR, KONTEYNER PROBLEMİ ÜRETİMLERİ DURMA NOKTASINA GETİRİYOR
Bütün dünyayı sarsan Covid-19 ve armatörlerin hatalı stratejileri ülkemizde denizyolu taşımacılığında sistemi neredeyse kilitlemiş durumdadır. Ayrıca kurda yaşanan dengesizlik nedeniyle de ülkemizde ithalat-ihracat dengesi bozulmuştur. Bunun sonucu olarak da ülkemize yurtdışından yeterli konteyner girişi sağlanamamaktadır.
Pandeminin etkisinden hızla çıkarak üretimine devam eden Çin’in artan konteyner talebi nedeniyle bütün dünyada başlayan konteyner tedarik sorunu birçok ülkede lojistik süreçlerin aksamasına neden olmaktadır. Çin’in ihracatını sürdürebilmek için armatörlere ısrarlı bir şekilde baskı yapması süreci daha olumsuz hale getirmektedir. Armatörler de Çin’den çıkışları çok daha karlı olduğundan diğer ülkeleri zor durumda bırakarak bütün boş konteynerlerini Çin’e yönlendirmektedirler.
Armatörler bütün dünyadaki ticareti yönlendirerek, istedikleri çeşit ürüne rezervasyon verip istedikleri ürünlere rezervasyon vermemektedirler.
Ülkemizdeki ihracatçılar aylardır boş konteyner beklerken, armatörler boş konteynerleri toplayıp Çin’e göndermeye devam etmektedirler. Onaylanan rezervasyonlar bile son anda ‘’boş konteyner yetersizliğinden’’ iptal edilmektedir. Üretim yaptığı halde konteyner problemi nedeniyle sevkiyat yapamayan bazı üreticiler, depolarının dolması nedeniyle üretimlerini durdurmak zorunda kalmışlardır. Ayrıca sevkiyat yapamadıkları için mevcut pazarlarını birer birer kaybetmekteler. Tüm bunların neticesinde sorun tamamen kangren olma yolunda devam etmektedir.
En büyük konteyner ithalatçısı olan ABD, pandemi sonrası ithalatını daha artırmış ve yaşanan yoğunluk nedeniyle limanlarını yavaşlatmak zorunda kalmıştır. Amerika’ya gelen ithal ürünlerin ABD içinde varış noktasına sevkiyatı eskiden 1 hafta iken şu anda pandemi etkisiyle 20-25 günlere çıkmış bulunmaktadır. Yoğunluk nedeniyle ABD limanlarında onlarca gemi açıkta beklemektedir. ABD kotalar koyarak konteynerlerin ülkesinden boş olarak yüklenip ülke dışına çıkartılmasına izin vermeyerek kendi ihracatçısını korumaktayken, ülkemizden boş konteyner çıkışı hale serbest durumdadır.
Ayrıca kurdaki artış ve özellikle Avrupa ülkelerindeki üretimin yavaşlaması nedeniyle ülkemizden ihracat için çıkan tırlarımız dönüş yükü bulamamakta, ya da çok düşük navlun bedelleriyle taşıma yapmak zorunda kalmaktadır. Bu şekilde artan maliyetler, yine ihracatçımıza navlun artısı olarak yansımakta ve ihracat yapmasını güçleştirmektedir. Hem kara yolunda hem de deniz yolunda yaşanan bu sıkıntılar, ihracatçılarımızı çok zor durumda bırakmaktadır.
Türkiye’nin en büyük, dünyanın en büyük üç konteyner üreticisinden biri olan Türk şirketi 2010 yılına kadar üretim yapmayı sürdürmüş ve yıllık 54 bin adet konteyner üretimi yapmıştır. Şirket kapandıktan sonra yıllar içerisinde yaşanan konteyner problemi bugün etkisini ciddi şekilde hissettirmeye başlamıştır. Bugün Türkiye’de yerli yük konteyner üreticisi bulunmamaktadır. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın ‘’konteyner üretimine teşvik vereceğiz’’ açıklaması çok geç kalınmış bir karardır. İhracat için konteyner bulamayan Türkiye’nin sorununun temelini konteyner üretememenin yanı sıra etkin bir boş konteyner yeniden yapılandırma sistemi kurmaması ve ülkemizde işletmelerin de bu yönde örgütlenememiş olması oluşturmaktadır.
Önerilerimiz:
• Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı armatörlerin Türkiye temsilcileriyle acilen toplanmalı ve bu soruna yönelik bir stratejik plan yürürlüğe konulmalıdır.
• Ülkemizden hiçbir armatörün boş konteyner çıkartmasına izin vermeyerek kota uygulaması getirilmelidir.
• Artan navlun maliyetlerinin yol açtığı zorluklar nedeniyle zor durumda kalan ihracatçılarımıza navlun ve kredi desteği verilmelidir. 2 katına çıkan navlunlar ve kurdaki dengesizlik nedeniyle sevkiyat yapamadığı için nakit akışında zorlanan firmalar desteklenmelidir.
Ticaret Politikaları Başkanlığı