Özgeçmiş

1966 yılında Sivas’ın Gürün ilçesinde dünyaya geldi.

Okumayı okula başlamadan öğrendiğinde babası onu ödüllendirince anladı ki, ‘okumak çok güzel bir şeydir..!’

Gürün Halk Kütüphanesi’ne üye oldu...okudu, okudu…aşağı raftakiler bittiğinde yukarıdakileri okudu…ve en nihayetinde sorgulamayı ve analiz etmeyi öğrendi…

Etrafındaki yetişkinlerin dünyasına baktı;

Doğduğu çevrede kadınların ev işleri dışında karar verme yetkileri yoktu, kız çocuklarının okula gidip gitmeyeceğine, kaç yaşında evleneceğine, hatta kiminle evleneceğine, çalışıp çalışmayacağına hemen her şeye erkekler tarafından karar verilmekteydi…hemen hepsi ailedeki erkeklerin vicdanına terk edilmişlerdi…

O, yaşamda kendi kararlarıyla yol almak istedi, büyüdüğünde avukat olmaya ve adaleti aramaya karar verdi.

Ancak babası, 12 Eylül döneminde yaşanan öğrenci hareketleri, eylemler, gözaltılar nedeniyle kız çocuklarını ilçe dışına göndermeyeceğini, liseyi bitirdikten sonra evde oturması gerektiğini söyledi…hayallerine veda etmek istemedi…bir çözüm buldu kendince ve gizlice sağlık koleji sınavlarına girdi…okuma hakkını, yatılı okul sayesinde böylece elde edebildi.

Erciyes Üniversitesi Gevher Nesibe Sağlık Koleji’ni bitirdi ve erken yaşta hemşire olarak çalışma hayatına başladı, aynı yıl Erciyes Üniversitesi Fen Edebiyat Bölümü Kimya Fakültesi’ni kazandı, geceleri çalışıp gündüzleri fakülteye gidiyordu, sonra alanında uzmanlaşmak istedi ve Erciyes Üniversitesi Hemşirelik Meslek Yüksek Okulu’na devam etti, ardından Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.

Stajını tamamladıktan sonra avukat olarak çalışmaya başladı, 2002 yılında Türktekin Hukuk Bürosu’nu kurdu, ilk emsal kararını henüz stajyerken hazırladığı ilk davası ile kazandı, bugüne kadar çok sayıda emsal ve güzel karar çıkartabilmenin, adalete katkı sunabilmenin sayısız kez onurunu yaşadı.

Bir çok gerçek kişinin yanı sıra bazı bankaların, Türk Telekom AŞ.,TMSF gibi önemli kurumların ve sair bir çok tüzel kişinin ülke genelinde avukatlığını ve hukuk danışmanlığını yaptı. Aynı zamanda aktüerya ve sosyal güvenlik uzmanı olarak iş kazaları, işçilik alacakları, bedeni zararlar, hizmet tespiti alanlarında mahkemelerce bir çok şehirden tarafına gönderilen dosyalarda ve Adana’da uzun yıllar adli ve idari yargıda bilirkişilik yaptı.

Sözün kısası, bugüne kadar üç mesleğin andını içti;…yaşamı koruyacağına…hukuka ve ahlaka uygun davranacağına…görevini tarafsız ve objektif bir şekilde yerine getireceğine dair… kutsal saydığı tüm değerler üzerine yemin etti…ve bunlardan hiçbir şey için ödün vermedi, hepsini karakterinde birleştirdi…

Halen Adana Barosuna kayıtlı olarak serbest avukatlık yapmakta olan Türktekin, aynı zamanda İş Hukuku, Banka ve Finans Hukuku, Tüketici Hukuku, Sigorta ve Ticaret Hukuku alanlarında uzman arabulucu olup, Arabuluculuk Sicili’ne kayıtlı olarak arabuluculuk faaliyetleri icra etmektedir.

Kamuoyunda insan hakları ve kadın haklarıyla ilgili çok yönlü çalışmalarıyla tanınan Türktekin, şiddet mağduru kadın ve çocuklarla ilgili toplumun ciddi anlamda desteğini alan bir hukukçudur.

Avukatlık meslek yaşamı boyunca şiddet mağduru birçok kadının ve çocuğun gönüllü olarak avukatlığını üstlenmiştir. Çevre sorunlarını da her zaman insan hakları boyutuyla ele almış ve zaman zaman gündeme taşımıştır.

Birçok sivil toplum kuruluşunda, kurucu ve yönetici olarak görev yapmış olan Türktekin, halen Türk Kadınlar Konseyi Derneği Akdeniz Bölge Başkanlığı ve Adana Şube Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.

Kadın erkek eşitliği konusunda toplumsal motivasyon yaratmak amacıyla yazmış olduğu ‘Haydi Kadınlar El Ele’ adlı eşitlik marşı kadın derneklerince düzenlenen programlarda kullanılmaktadır.

Adana Günaydın Gazetesi’nde ‘Toplum Kürsüsü’ köşesinde toplumsal sorunlarla ilgili köşe yazıları yazmakta, özel okullarda, üniversite ve derneklerde seminerler vermekte, gençlerde daha barışçıl ve daha adil bir dünya bilinci oluşturmaya çalışmaktadır.

Aynı zamanda Türkiye’de bir ilk olan Adana Seyhan Belediyesi ‘Kırsal Kalkınma Meclisi’ Yürütme Kurulu Üyesidir.

Evli ve bir çocuk annesidir.

Ona göre tüm haklar, ancak ‘yaşanabilir ve kendini ifade edebilir’ bir ortam varsa kullanılabilir…ve Yaratıcı, insanlığı oluşturma görevini her iki cinse birden yüklemiştir !

Siyasete girme nedeni de; bu ortamı herkes için gerçekleştirebilme gayreti ve hayalidir…