02-04-2021 Tarihli 2-3519 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi Konusundaki Düşüncelerimiz

Sayın Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminin, yaptıkları icraatlara ve Türkiye ekonomisini getirdikleri yere bakıldığında ekonomi konusunda Dünya’nın en başarısız ekiplerinden birisi olduklarını bir defa daha gördük. Bu gerçeği hepimiz görsek de, yaşadığımız ekonomik sıkıntıların, içinden geçmekte olduğumuz Salgın sürecinin bir sonucu olduğu sürekli tekrarlanıyor ve bir günah keçisi yaratılmaya çalışılıyor. Ne var ki Salgın dünyadaki bütün ülkeleri etkilerken, iki yüzden fazla ülkenin içinde, sanayicisi en yüksek faiz oranları ile yorulan ve insanı enflasyon altında en fazla ezilen, yani ekonomisi en kötü yönetilen 10 ila 15 ülkenin içinde yer aldığımız gerçeğini halkımız artık çok iyi biliyor. Üstelik, bunu Türkiye’nin Salgın’dan etkilenen geniş toplum kesimlerine kamu kaynaklarından en az katkıyı sağlayan ülkelerden birisi olmasına rağmen başarmak da ayrı bir fecaat. Demek ki içinde Gana, Kongo, Somali, Tunus, Mısır gibi ülkelerin olduğu yaklaşık 200 ülke bizden daha becerikli kadrolar tarafından yönetiliyor. Detaylara girmeye gerek yok, karne ortada.

Teşhis apaçık önümüzde duruyor: Ekonomi yönetimini bildiğini sanmak ve maalesef bilmemek. Ekonomik cehaletin iyi bir tanımı.

Yapılanlar ve sonuçları da ortada: Bilimden ve deneyimden kopuk ekonomi tezleri ile piyasa güveninin sarsılması, ülke rezervlerinin temelsiz tezleri doğru çıkarmak çabası ile heba edilmesi, hesapsız kitapsız yapılan verimsiz ve pahalı yatırımlar için kısıtlı ülke kaynaklarının 3-5 kişiye aktarılması, kamuda akıl almaz israf ve artık her gün örnekleri görülen bencil, liyakatsiz ve sorumluluk yoksunu bir yönetim.

2 Nisan tarihinde Yüce Meclis’e gönderilen Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde de ülkemizin en büyük sorunu haline gelen bu iktidar ve kadrolarının yanlış bir anlayışın ürünü yeni uygulamaları ile karşılaştık. Bu tasarıdaki bazı maddelerin, iş bilmezlik ve deneyimsizlik yüzünden mi bu şekilde yazıldıkları yoksa boş vermişlikten gelen bir yılgınlık eseri mi olduklarını milletimizin değerlendirmesine bırakıyoruz. Biz yalnızca birkaç soru ile konuyu gündeme getirmek istiyoruz:

  • Nisan’da verilmesi önerilen bazı destekleri neden daha önce gündeme alıp Meclis’e sunmadınız? Ayrıca, Cumhurbaşkanı olduğunu unutup, bazı makamlara doğrudan kendisini atayan ve şahsını, milletin temsil eden Meclis’in üstünde görüp, Meclis’çe verilen kararları iptal etme yetkisine sahip olduğu vehmine kapılan Cumhurbaşkanı, pekâlâ bu yardımları da bir Kararname ile hızla devreye alabilirdi.
  • Esnafımız ve onların çalışanları bir yılı aşan bir süredir büyük sıkıntılar içinde hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Pek çok esnaf kepenk kapattı. Pek çok çalışan işini kaybetti. Önerilen nakdi ücret desteği için neden Mart 2021 ayında çalışma şartı getiriliyor? Daha önce işinden olan ve hala işsiz vatandaşlarımızın ve ailelerinin aynı şekilde desteğe ihtiyacı yok mu? Onlar daha az işsiz ve daha az mı yardıma muhtaç?
  • Neden bu yardımları yalnızca Yiyecek ve İçecek sektörü ile sınırlandırıyorsunuz? Diğer sektörlerde işini kaybeden ve büyük sıkıntılar içerisinde hayatını sürdürmeye çalışan insanlarımızın muhtaç duruma keyifleri öyle istediği için mi düştükleri düşünülüyor?
  • Birkaç kişinin yaptığı söylenen uygunsuzluklar nedeni ile bunları yapanları bulup şiddetle cezalandırmak yerine yüksek enflasyonlu bir dönemde geçici iş göremezlik ödeneği hesaplama dönemini üç aydan on iki aya çıkararak suçsuz günahsız çoğunluğu neden cezalandırıyorsunuz? Vatandaşlarımızın sigorta haklarını neden gasp ediyorsunuz?
  • Tarladan sofraya gelen ürünlerin maliyeti ve lojistik verimliliği kadar bir kamu hizmeti ifa eden çiftçiye faaliyetlerini sürdürmeleri için gereken finansal kaynakların da aracısız ve en düşük maliyetle sağlanması ülkenin birinci önceliği olmalıdır. Ziraat Bankası’ndan alınan ucuz finans kaynaklarının üstüne tüm verimsizliğinin maliyetini ekleyerek çiftçiye ödeten Tarım Kredi Kooperatifleri Birliğini ne zaman ıslah etmeyi düşünüyorsunuz? Tarımdaki yapısal problemleri çözmeden yapılan anlık ve geçici müdahaleler ile tarımda istenilen sonuçların alınması ve verimliliğin arttırılması mümkün olmayacaktır.
  • SGK bilgi sistemi kullanılarak beyana bile gerek kalmadan ödenebilecek Sosyal güvenlik prim teşviki, destek ve indirimlerini otomatik şekilde hesaplamak yerine, önce beyana bağlayıp sonrasında da kazanılmış hakların geriye dönük olarak kullanılabilmesine neden engel oluyorsunuz?
  • Daha mürekkebi kurumayan ekonomik reform programında kamu harcamalarını kontrol altına alacağız deyip bu konuda hiç bir adım atmamışken, normal şekilde yönetilen hiçbir ekonomide görülmeyecek şekilde, yıl başladıktan sonra kurum kazançlarından alınacak vergilerin oranlarını yükseltmek nereden aklınıza geldi? Keyfinize eserse bu oranları 31 Aralık’ta da arttırmayacağınızdan nasıl emin olacağız? Ekonominin içinden geçtiği zor bir yılda faaliyetlerinin devamlılığı konusunda sıkıntı yaşayan ve sizin yarattığınız enflasyon ve kur artışının haksız vergisini ödeyerek pek çoğu sermayelerini eritecek olan şirketlerimizin vergi yüklerini arttırma yoluna nasıl gidebilirsiniz?
    2007 yılından itibaren %20 oranında uygulanan kurumlar vergisi oranı 2018 yılından itibaren uygulanmak üzere %22 oranına yükseltilmişti. Cumhurbaşkanlığı sistemi ile vergi yükünün artmakta olduğunu, ama vergi gelirlerinin kötü yönetim yüzünden hesapsızca çarçur edilmesi yüzünden bir artış ile daha karşı karşıya olduğumuzu üzülerek müşahede ediyoruz.
    Vergi yasalarındaki belirsizlikler hem yabancı, hem yerli yatırımcının yatırım kabiliyetini azaltmakta, istikrarı bozmaktadır. Özellikle genç girişimcilerin gördükleri tablo karşısında cesaretlerini kıran ve yatırım güdüsünü törpüleyen bu uygulamaların ülke ekonomisine verdiği zarar açıktır. Oyunun kurallarının oyun başladıktan sonra değiştiği ve iş yapmaktan ve iş yapanın halinden anlamayan bir kadronun keyfice verdiği kararlardan olumsuz etkilenen bir ülkeye kim güvenerek yatırım yapmak ister?
  • İyi niyetle hazırlandığına inanmak istediğimiz oldukça kısa bir kanun teklifinde dahi yorgun, dağınık, içtenlik ve derinlikten uzak bir kadronun cevaptan daha çok soru ve çözümden daha fazla belirsizlik yarattığını görüyoruz. Hükümet ve kadrolarının durumu bize maçı kaybettiğini anlayan bir takımın hakemin son düdüğünü bekleyen umursamaz ve bezgin oyuncularının durumunu anımsatıyor.
  • Vurguladığımız bu noktalar çerçevesinde teklifin gözden geçirilmesi ve düzeltilmesi yerinde olacaktır. Ancak bunun yeterli olmadığını, kökten çözüm için ülkenin yeni bir sisteme ve kapsayıcı bir zihniyete ihtiyacı olduğunu tekrar vurgulamak istiyoruz. Bunu yapmak için, çözüm üretici, değişime açık ve rasyonel bir kadronun bir an evvel işbaşına gelmesi şarttır. Milletimiz bu kötü ekonomi yönetiminin hasar yaratan uygulamaları karşısında umudunu kaybetmesin. Çözüm Gelecek Partisi İktidarı ile gelecektir.

Hazine ve Maliye Politikaları Başkanlığı