30 Haziran 2021’de Yayınlanan Sözleşme ile Aile Hekimlerine Sansür Getirildi
Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan Aile Hekimlerine 30 Haziran 2021’de Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4198 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile açıkça sansür getirilmiştir.
Yeni Aile Hekimliği Sözleşmesine göre:
• “Kamu görevleri hakkında izinsiz olarak basına, haber ajanslarına, radyo ve televizyon kurumlarına veya sosyal medya araçlarıyla bilgi veya demeç vermek 50 ihtar puanı” alabilecekler ve 150 puan ve üzerinde ihtar puanı alan, yani 3 defa sosyal medya paylaşımı yapan Aile Hekimliği çalışanının iş akdine son verilebilecektir. Böylece maruz kaldıkları pek çok hukuksuzluğu dile getirebildikleri tek mecra olan sosyal medyada söz söyleme hakları ortadan kaldırılmış olmaktadır.
• “Görev yerinde kişilere basit tıbbi müdahale ile giderilebilir fiili eylemde bulunmak veya tehdit etmek" 50 ihtar puanı alınmasına neden olacaktır. Bu madde ile ASM çalışanları “hizmet sunduğu bireylere saldırma eğilimi taşıma” töhmeti altında bırakıldığı gibi, saldırıya uğrama durumunda da kendini savunamaz duruma getirilmektedir.
• Sağlık sebebiyle yüz seksen günü aşan süreyle görevini ifa edememesi ve “menfaat karşılığında” gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlendiğinin tespit edilmesi durumunda çalışanın sözleşmesine son verilebilecektir. Hastalık nedeniyle görevini yerine getiremeyen sağlık çalışanının durumu açıklanmamış, aile hekiminin okuldan kaytarmak isteyen öğrencinin, iznini uzatmak isteyen memurun istediği… vb gibi doğruluğu olmayan pek çok hususta vermek zorunda bırakıldığı raporları önlemeden hiç bahsedilmemiştir.
• “ Deprem, sel felaketi ve salgın gibi olağanüstü durumlarda yapılacak hizmetler için bu bentte belirtilenlerin dışında ayrıca bir ödeme yapılmaz.” denilerek aile hekimleri, pandemi döneminde kamu hastanelerinde çalışan meslektaşlarına verilen ek ödemeden mahrum bırakılmış ve yeni yayınlanan sözleşmede bu durum kesinleştirilmiştir. Oysa 15 aydır rutin koruyucu ve tedavi edici uygulamalarla birlikte pandemi ve aşı uygulamasının yükünü en çok aile hekimlikleri taşımaktadır.
• “Sözleşmeli çalıştırılan aile hekimliği çalışanlarının maaşlarından hem gelir vergisi hem de damga vergisi kesilir.” denilerek çalışanların ücretleri iki kez vergilendirilmektedir.
• Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları, gebe ve bebek-çocuk izlemleri gibi koruyucu sağlık hizmetlerini Bakanlığın belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde yürütürler. Kayıtlı olan hasta sayısına göre belirlenen maaşları, gebe ve bebek-çocuk izlemlerinde oluşabilecek aksaklıklara bağlı olarak hem hekimin hem de hemşire/ebenin maaşından ciddi düzeyde kesinti yapılmaktadır.
• Aile Hekimliğinin özünde olan, kronik ve yaşlı hasta izlemleri, iş yükünün fazlalığı nedeniyle yeterince yerine getirilmediği için benzer şekilde negatif performans uygulanarak maaşlarında kesinti yapılmaktadır.
• Aile hekiminden aylık gerçekleştirmek zorunda oldukları izlemlerin %98’in altına düşmesi halinde değişen oranlarda kesinti yapılacağı açıklanmıştır ancak hesaplamalar gerçekçi olmaktan uzaktır. Örnek olarak; ayda kayıtlı 15 covid pozitif hastası olan hekim 14’ünü takip etmiş ise başarılı sayılmakta, 190 kayıtlı covid pozitif hastası olan hekim 100’ünü takip etmişse başarısız sayılmakta ve ciddi maaş kesintisine uğramaktadır. Benzer şekilde, kayıtlı nüfusu eşit olan aile hekimlerinin hizmet verdikleri muhitin sosyo-ekonomik yapısına göre yaptıkları poliklinik sayısı çok farklı olsa da aldıkları ücret değişmemektedir.
• Aile Hekimlerinin taban ücretleri oldukça düşük olup emeklilikleri taban ücret üzerinden hesaplanmaktadır.
• Aile Hekimlerinin yıllık izinleri 30 gün olarak tespit edildiği halde, tek birimli aile sağlığı merkezinde görev yapan ve yıllık izin sebebiyle görevi başında bulunamayan aile sağlığı çalışanına, “toplam yıllık izin süresinin ilk on dört günlük kısmı için, ödemeler tam olarak yapılır. 30 günlük yıllık iznin geri kalanı için ödeme yapılıp yapılmayacağı belirsiz bırakılmış olup fiili olarak izin 14 güne indirilmiş olmaktadır.
• Aile hekimleri ve ASM çalışanları, olumsuz çalışma koşulları ve özlük haklarında iyileşme beklerken, yayınlanan Cumhurbaşkanı kararı ile hak kayıpları oluşmuştur. İdare baskı ve tehditle aile hekimlerini bezdirmeye çalışıyor görünmektedir.
Gelecek Partisi olarak Sağlık Hizmetlerinin omurgasını oluşturan aile hekimlerinin mağduriyetini arttıran bu sözleşmenin gözden geçirilmesini, yeniden düzenlenmesini aşağıdaki önerilerimizle birlikte kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunuyoruz.
• Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına uygulanan sansüre bir an önce son verilmelidir.
• Yönetmelikle aile hekimlerinin takip yükümlülüklerinin %40’ına ulaşamamaları durumunda maaşlarından aylık 1.000-TL kesileceği belirtilmektedir. Aile hekimlerinin ek iş yüklerinin arttırılmış olması dikkate alınarak bu uygulamadan vazgeçilmelidir.
• ASM’lerde sözleşmeli çalışan sağlık çalışanlarının maaşlarından damga vergisi kesintisi istisna kapsamına alınmalıdır.
• Yönetmeliğin 6. madde 4. fıkrasında “Sözleşmenin süresi ve dönemi iki mali yıldır” denilmektedir. 2 yıllık sözleşme kapsamına alınmış ASM çalışanları 4857 sayılı kanunun 53. maddesinde geçtiği gibi hizmet süresi bir yıldan beş yıla kadar olanlara 14 gün izin kullandırılmış olacağından, kısmen 4857 sayılı kanun kapsamına geçmiş de sayılabilecektir. Aile Hekimlerinin yıllık izin haklarında hak kaybı yaşanmaması için 30 tam gün için ödeme yapılmalıdır.
• Doktorların izin ve hastalık dönemlerinde ek ödeme ve döner sermaye katkıları ödenmelidir.
• Yıllarca hizmet etmiş ve emekliliğe hak kazanmış bir hekimin, insan onuruna yakışır şekilde hayatını idame ettirebilmesi için emeklilik maaşlarının yeniden düzenlenerek aile hekimlerine hak ettikleri maaşların verilmesi gerekmektedir.
• Ayrıca, günlük görevlerine ilaveten salgın hastalık döneminde aşılama görevini de yerine getiren aile hekimleri ve ASM çalışanları ek ödemeden yoksun bırakılmamalıdır.
Sağlık Politikaları İzleme Kurulu Başkanlığı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Politikaları İzleme Kurulu Başkanlığı