5253 Sayılı Dernekler Kanunu’nda “Temel Haklar” ve “Sivil Toplum” Aleyhine Anayasaya Rağmen Yapılan Değişiklik Kabul Edilemez!
TBMM’ye dönük daha önce gerçekleştirdiğimiz tüm geri çekme çağrılarımıza rağmen yasalaştırılan değişiklik, demokrasinin temel ilkelerine, kişi hak ve özgürlüklerine aykırıdır!
5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun 23. maddesinde yapılan düzenleme ile dernek yönetimi ve denetim kuruluna seçilenlerin, dernek üyeliğine kabul edilenlerin ve üyeliği sonra erenlerin bilgilerinin mülki idare amirliğine bir ay içerisinde bildirilmesi zorunluluğu getirilmektedir. Üstelik kanuna bir de geçici madde eklenmiş olup “maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde mevcut üyelerin ad, soyad, doğum tarihi ve kimlik numarası bilgilerinin mülki idare amirliğine bildirilmesi yükümlülüğü ve bu bildirimleri yerine getirmeyenler için idari para cezası öngörüldüğü” belirtilmektedir.
Buna göre;
1) “TEMEL HAKLAR” YARA ALACAKTIR.
TBMM’de kabul edilip yasalaşan bu değişiklik önerisi sivil toplumun ve temel hakların yara almasına sebebiyet verecek pek çok sakıncalar içermektedir. Nitekim Sivil toplumun başlıca işlevi, siyasi iradenin özgürce denetlenmesi görevini ifa etmektir.
2) “ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ” BASKILANACAKTIR: Olağanüstü durumlarda bile bilhassa korunması gereken bu “özgür denetim ortamı”nın, olağan hallerde bu şekilde müdahalelere açık hale getirilmesi, dernek üyeleri üzerinde baskı kurmaya, korkutmaya, üyelikleri caydırmaya dönük girişimler kabul edilebilir değildir. Nitekim Anayasa’nın 33.maddesi de dernek kurmayı “örgütlenme özgürlüğü” çerçevesinde tanımlamıştır.
3) “ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ” İLKESİ İHLAL EDİLMİŞ OLACAKTIR: Derneklerin hareket alanını kısıtlamaya matuf bu değişiklik teklifi, Anayasa’nın 20.maddesinde koruma altına alınan “Özel hayatın gizliliği” ilkesini de ihlal etmektedir. Olumsuz sosyo-politik sonuçlar doğurmaya da kapı aralamaktadır. Bir diğer yönüyle de Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası hukuka, mevzuatlara, kriterlere ve siyasi sözleşmelere aykırıdır.
4) “KİŞİSEL VERİLEN KORUNMASI İLKESİ” DARBE ALACAKTIR: Hiçbir kamu yararı gerekçesi, değişikliğe mündemiç olan “fişleme” gerçeğinin üzerini örtemez!
Hele ki, Türkiye’nin yakın geçmişinde belli bir sendikaya, bir derneğe üyeliğin suç olmadığı dönemlerin, tıpkı bugün olduğu gibi örgüt ile mücadelede “kriter” olarak belirlenip yaş kuru demeden insanların aynı torbaya atılıp suçlanması örnekleri göz önüne alındığında, bu değişiklikle birlikte derneklere üye olmaya kimse cesaret edemeyecektir.
5) “SİVİL TOPLUM” ALANI TOTALİTERİZM LEHİNE TÖRPÜLENECEKTİR: Bu durum illegal üyelikleri teşvik edip gönüllüleri bilahare suçlu konuma sokmak anlamına gelebileceği gibi; üyeliğe cesaret edilememesi durumunda da teşvik edilip genişletilmesi umulan sivil toplum alanı hem törpüleyecek, hem de sivil denetim alanlarına kapalı totaliter siyasetin koyulaştığı iklimi besleyecektir.
6) “FİŞLEME” HUKUKSUZLUĞU PEKİŞECEKTİR: Uluslararası hukuka ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak, geçmişte büyük hak ihlallerine sebebiyet vermiş, fişleme hukuksuzluğuna geri dönüş anlamı taşıyan bu yasalaştırmanın istihbarat devleti oluşumunu pekiştireceği; normalleşme umuduna, sosyal barışa ve devlet-toplum ilişkilerine zarar vereceği açıktır.
Sivil toplumun gelişimini engelleyecek, anayasa ve evrensel insan hakları beyannamesiyle koruma altına alınmış ‘örgütlenme özgürlüğü’ alanındaki kazanımları güvenlik konsepti lehine tırpanlayacak, ‘kişisel verilerin korunması’ ilkesine bir darbe daha vuran bu değişiklik, ivedi olarak Anayasa Mahkemesine götürülmelidir!
Gelecek Partisi