Etnik-Dini-Mezhebi Kimlikler ve Toplumsal Hassasiyetlerin İroni ve İstihza Konusu Yapılması Kabul Edilemez!
Etnik, dini, mezhebi hiçbir konunun, istihza ve ironi adı altında muhatabı olan toplumsal kesime reva görülmesi hafife alınamaz, kabul edilemez. Genç bir standup’cı hanımın sosyal medyada da yaygınlaştırılarak infiale sebebiyet veren videosu da maalesef başta Alevi vatandaşlarımız olmak üzere toplumun her kesiminde gerilim ve tepkilere yol açmıştır.
Alevi vatandaşlarımızın değerlerini standup ironisi ardına sığınarak alaya almak, mağdurları ve kurbanları olan trajik hadiselerle ilgili istihzai yaklaşımlarda bulunmak asla kabul edilemez.
Toplumumuzun farklı kesimlerinin ayrışma ve nefreti kaşıyan cahili söylemlere değil, tıpkı kadim medeniyet dönemlerimizde olduğu gibi birbiriyle tanış olup kaynaşmaya, birbirini anlayıp saygı göstermeye, farklılıkları zenginlik olarak görüp hürmet etmeye ve hürmet görmeye ihtiyacı vardır.
Ülkemizde uzun yıllardır misafir ettiğimiz, ekmeğimizi bölüşüp insanlığımızı paylaştığımız mültecilere dönük insan onur ve haysiyetini zedeleyen ayrıştırmacı, ötekileştirmeci ve nefret söylemleri içeren dil ve davranışlarla hukuki ve medeni mücadelemiz nasıl ki insan olmamızın bir gereği ise; farklı etnik-dini-mezhebi kimlik sahibi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının da temel hak ve hürriyetlerinin korunması birliğimizin ve huzurumuzun bir zorunluluğudur.
Bizler; toplumu inciten, yaralayan, insan haklarına, insan onur ve haysiyetine aykırı her türlü söylem ve eylemin karşısında olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna deklare ediyor, yetkili makamları ve toplumun farklı kesimlerini de bu konularda azami hassasiyete davet ediyoruz.
Bu genç ve acemi Stand-up’cı hanım da umarız bu gelişmelerden gereken dersleri çıkartmıştır. Zira toplumsal kesimlerin hassasiyetler biriktirdikleri konular “Ben de Aleviyim, ironi yaparak anlatıyorum” diye hafifsetilemez. Farklılıklarımız, değerlerimiz, hassasiyetlerimiz hakaret ve istihzanın konusu yapılamaz. Hadisenin infial uyandırmış olması da başlıbaşına bu gerçeğin göstergesidir.
Hiç şüphesiz, içinden geçtiğimiz bu zorlu günlerde, Hz Ali’nin Malik b.Eşter’e hitabını bir kez daha hatırlamaya bütün bir toplum olarak ihtiyacımız var: “İnsanlar ya yaratılışta eşin ya da dinde kardeşindir!”
İnsan Hakları Kurulu Başkanlığı