“İlaçların hazırlanması, hastaya sunulması, ilaç analizlerinin yapılması, farmakolojik etkisinin devamlılığı, emniyeti, etkinliği ve maliyeti bakımından gözetimi, ilaçla ilgili standardizasyon ve kalite güvenliğinin sağlanması, ilaç kullanımına bağlı sorunlar hakkında hastaların bilgilendirilmesi ve çıkan sorunların bildiriminin yapılmasına ilişkin faaliyetleri yürüten sağlık hizmetidir” şeklinde tanımlanan ECZACILIK birinci basamak HALKA EN YAKIN SAĞLIK hizmetidir.
Ülkemizdeki Eczacılık Fakülteleri’nin sayısı son yıllarda hızlı bir şekilde artmıştır. Bu artış yeni kurulan Eczacılık Fakülteleri’nde iyi bir eczacılık lisans eğitimi için gerekli alt yapı olanaklarını ve eğitim standartlarının sorgulanması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu doğrultuda eczacılık eğitiminde standardizasyonu sağlamak üzere Eczacılık Fakültesi Dekanlar Konseyi ve Ulusal Eczacılık Eğitimi Akreditasyon Kurulu (ECZAK) faaliyetlerini artırmıştır.
2002’de 100 bin kişiye düşen eczacı sayısı 25 iken 2015’de bu sayı 32’ye yükselmiştir. Artış bu şekilde devam ederse 2023’te ülkemizdeki eczacı sayısının ihtiyaç fazlası olması beklenmektedir. 2019 yılı itibariyle yaklaşık olarak 32 bin eczacının 26 bini piyasada serbest eczacıklık mesleğini icra etmekte, 8 bin eczacı da kamu kurum ve sanayi (kimya, ilac vb) de eczacı çalışmaktadır.
Eğitim-öğretim süresi 5 yıl olan eczacılık fakültelerinde eczane stajlarının yapıldığı ve bu stajların takibi, kontrolü, sınavları, etkinliği ve benzeri hususların fakülteler tarafından değerlendirmeye tabi tutulduğu göz önünde bulunduğunda, mezun olan eczacıların serbest eczane açabilmek ya da serbest eczanede mesul müdür olabilmek için bir yıl süreyle eczanede yardımcı eczacı sıfatıyla çalışmak zorundadırlar. Gerek istihdam eden eczaneler gerekse yardımcı eczacı olarak istihdam edilen eczacılar için hak kaybı ve mağduriyetlere yol açmaktadır.
Süresi bir yıl olarak tanımlanan yardımcı eczacılık ile istihdam sorununu çözmek mümkün olmadığı gibi işletmeler için de bir yıllığına personel istihdam etmek verimlilikten uzaktır. Ayrıca yeni mezun eczacıların istihdam sorununun çözüm görevi mevcut eczacılara yüklenmemelidir.
Eczacılar olağanüstü hâl veya kriz dönemlerinde her türlü ilaç tedarik süreçlerinde ve insan sağlığını koruma ve ilaç israfını önlemeye yönelik olarak “Akılcı İlaç Kullanımı” hususunda etkin rol alırlar.
İlaç etken maddesi içeren birçok “bitkisel ürün, gıda, gıda takviyesi” şeklinde isimlendirilen ürün; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan verilen ruhsatlarla her yerde kontrolsüz, denetimsiz şekilde satılarak vatandaşa ulaşmaktadır. Ek olarak Sağlık Bakanlığı ruhsatlı olup “tıbbi cihaz” statüsündeki ilaçlar da mevzuattaki boşluklar sebebiyle kontrolsüz ve danışmanlık yapılmadan piyasaya çeşitli kanallardan arz edilmektedir. Vatandaşlarımızın sağlığını tehdit eden, zehirleyen, kalıcı hasar bırakabilen “takviye edici gıda, sağlık ürünü, bitkisel ürün, destekleyici ürün vb” şeklinde nitelendirilmiş ilaçlar; internette, aktarlarda, marketlerde, çeşitli perakende noktalarında eğitimsiz ve ehil olmayan kişilerce satılmakta olup bu durum maalesef kontrol edilememektedir. Mevcut yasal düzenlemelerle “ilaç” formunda olan bitkisel ekstreler, mineral ve vitaminlerin ilaç kapsamından çıkarılarak takviye edici gıda kapsamına alınmasının ardından, tüketimi arttırılmış ve halk sağlığı tehlikeye atılmıştır. “Bitkisel” olup olmamasının onun “ilaç” olduğu gerçeğini değiştirmediği unutulmaması gereken bir konudur. Yürürlükte olan düzenleme ile ilaçların ve yönetmeliğin 42. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen ürünlerin internet ve elektronik ortamda satışı yasaklanırken, yönetmeliğin 42. maddenin ikinci fıkrasında belirtilen ürünlerin internet ve elektronik ortamda satışı serbest bırakılmıştır.
İlaç takip sisteminde, gerek yazılımsal, gerek beşeri, gerekse dış sebeplerden kaynaklı olarak eczanelerin GLN’sine kayıtlı gözüken karekodlar ile raflardaki karekodlar farklılık gösterebilmektedir. Tüm bu sebeplerden kaynaklı eczanelere yüklenen “fiziki stok ile İTS’deki yazılımsal stokun %100 tutarlı olma yükümlülüğü” gerçekleştirilmesi zor bir beklentidir.
Gelecek Partisi olarak Eczacıların yaşadıkları sorunlar için çözüm önerilerimiz;
- Eczacıların verdikleri sağlık hizmetinin 7 gün 24 saat aralıksız sürmesi için Sağlık Bakanlığının düzenlemelerine göre eczanelerinde vermekte oldukları nöbet hizmetinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 69. maddesinde düzenlenen “sağlık hizmetleri yürütülen işler” kapsamında olduğu şüpheye mahal bırakmayacak netlikte olduğundan, oluşan yanlış yorum ve uygulamalardan doğan mağduriyetlerin giderilmesi ve önlenmesi için gerekli yasal düzenlemenin yapılması kesintisiz bir sağlık hizmeti için gerekliliktir.
- 2012-2013 eğitim öğretim yılında eczacılık fakültelerinin sayısı 17 iken, 2019’da 40’ın üstüne çıkmıştır. Bu durumun yol açacağı istihdam fazlalığının önüne geçebilmek adına fakülte sayısı ve kontenjanların, öngörülen eczacı ihtiyacı istatistiki araştırmalar doğrultusunda azaltılmalıdır.
- Eczaneler için nitelikli eczacı teknikeri ihtiyacı artmaktadır. Meslek yüksek okullarında, eczacı teknikerliği kontenjanları serbest eczanelerle orantılı olarak arttırılmalıdır.
- Takviye edici gıda, sağlık ürünü, bitkisel ürün, destekleyici ürün vb. nitelemelerle, internet kanalı dahil piyasaya arz edilen tüm ürünler için ruhsat verme hususunda tek yetkili kurumun Sağlık Bakanlığı olması ve bu hususta yasal düzenleme yapılması gerekmektedir
- Eczanelerimizde; fiziki stok ile İTS’de kayıtlı stokun yüzde yüz uyumlu olması yükümlülüğünün kaldırılarak, evrensel olarak kabul görmüş bir işletme stok hata oranının olabileceğinin kabul edilerek mevzuatta yer verilmesi ve yapılacak eczane denetimlerinde de bunun göz önünde bulundurulması gerekmektedir.