20 Temmuz itibari ile adli ara tatil başlamış bulunuyor. 1 Eylül tarihine kadar; bir kısım acil işlere bakmakla görevli nöbetçi hakimler dışında tüm mahkemeler 40 gün süre ile adli hizmet vermeyecektir.
Gelişmiş ülkelerde örneği bulunmayan adli tatil uygulaması, yargı çalışanları ve vatandaşlar bakımından faydası olmayan aksine birçok olumsuzluğu içinde barındırdığından, Yargıda Yapısal Reform; Gelecek Adalet Modeli raporumuzda da belirttiğimiz gibi bu uygulamaya derhal son verilmelidir.
Adli tatilin 45 yerine 35 veya 40 gün olarak uygulanması da sorunu giderecek bir formül değildir. Mevcut hali ile mahkemeler, 20 Temmuz’da başlayacak tatil uygulamasını gerekçe göstererek duruşmalarını Mayıs ayından itibaren Eylül-Ekim aylarına, Temmuz ayından itibaren de Ekim-Kasım aylarına ertelemekte, adli tatil fiili olarak 3-4 aya kadar çıkarılmaktadır. Birçok hakim de gerekçeli kararlarını adli tatilde yazmaya bıraktığı için 15-30 gün içinde yazılması gereken gerekçeli kararlar adli tatile kadar bekletilmekte, vatandaşların mağduriyetine ve yasaya aykırı durumlara neden olmaktadır.
İş yükü ve birçok basit işlem gerekçe gösterilerek uzun duruşma günleri verilmesi nedeniyle yılda en fazla 3-4 defa yapılan duruşmaların adli tatil gerekçesiyle ertelenmesi, davaların uzamasına ve vatandaşların haklı şikayetlerine neden olmaktadır. Bunun yanında belki birkaç yılda bir Türkiye’ye gelen gurbetçilerimiz başta olmak üzere acil işler veya başka bir tarihte yerine getirilmesi maddeten mümkün olmayan işlemleri olan vatandaşlarımız, adli tatil nedeniyle mahkeme kapılarından geri dönmektedirler.
Devletin en önemli fonksiyonlarından biri olan adalet dağıtma görevinin resmi olarak 40 gün, fiili olarak 3-4 ay süreyle tatil edilmesi, sosyal hukuk devleti anlayışı ile bağdaşmayan bir uygulamadır.
Her kamu çalışanı gibi yargı görevlilerinin de temel hakları olan tatil ihtiyaçlarını otoriter bir yaklaşımla toplu olarak ve hep birlikte yaptırmak veya hep birlikte mesaiye zorlamak, demokratik değerler açısından da kabul edilebilir değildir. Herkesin tatil hakkını kendi kişisel ihtiyaçları doğrultusunda belirleyebilmesi, temel bir hak ve özgürlük olup yargı çalışanları da tatillerini kendi ihtiyaçlarına göre ayarlayabilmelidir. Mevcut uygulama, bir hakimin kendi şahsi ihtiyaçlarına göre tatil planlaması yapmasını imkansız hale getirmekte, adli tatil süresi içinde hoş olmayan, başka hakimleri zor durumlara düşüren, yargılamayı ve yargıya güveni olumsuz etkileyen durumlar ortaya çıkarmaktadır.
GELECEK PARTİSİ
ADALET POLİTİKALARI İZLEME KURUL BAŞKANLIĞI