“Bu Konuya Gelecek Partisi Olarak Mecliste Çözüm Bulacağız!”

Daha önce ‘Türk pilotlarının istihdamı ve önünün açılması noktasında milli bir duruşun sergilenmesi gerekliliği’ üzerine kamuoyunu yaptığı basın açıklaması ile bilgilendiren Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı, bu kez de 4857 sayılı iş kanunu kapsamında havacılık çalışanlarının haklarına dikkat çekti.

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Sivil Toplum ve Halka İlişkiler Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, beraberinde Gelecek Partisi Genel Başkan Danışmanı Cemal Eğin, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Mehmet Erman ve İstanbul İl Başkan Yardımcısı Uğur Avni Başarır ile Hava Yolu Çalışanları Sendikası (HAVA-SEN) Genel Başkanı Kaptan Pilot Seçim Seçkin Koçak ve yönetimini ziyaret etti. Gelecek Partisi Heyeti ayrıca Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Başkanı Hüseyin Murat Ersoy’u ziyaret etti. Ersoy buradaki ziyaretten havacılık sektörünün bir kanunun olmadığını kaydederek sektördeki sorunları dile getirdi.

4857 sayılı iş kanunu kapsamında havacılık çalışanlarının ciddi sorunlarla boğuştuğunu kaydeden Sendika Başkanı Kaptan Pilot Koçak, “Söz konusu kanunun 4. Maddesine göre havacılığın uçuş operasyonlarında çalışan görevliler kapsam dışına çıkarılmıştır. Sayı tam tespit edilmemekle beraber yaklaşık 40 bin civarında olduğu tahmin edilen ve aldıkları eğitimler sonucu lisanslandırılarak uçuş personeli olarak adlandırılan pilot ve kabin memurlarının yarıya yakını Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığında görev yapmakta ve Toplu İş Sözleşmesi hükümlerine istinaden yapılan düzenleme ile 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinden yararlanmaktadır. THY A.O dışındaki havacılık işletmelerinde anılan unvanlarda çalışan uçuş personeli ise bu kanun kapsamı dışında kalarak 4857 sayılı kanunun tanıdığı birçok haktan mahrum kalmaktadır. Anayasamızın da açıkça yazıldığı şekliyle her Türk vatandaşının her türlü haktan eşit şekilde yararlanma ilkesi uyarınca fiili olarak bir kısım havacılık çalışanlarının aleyhine oluşmuş hak kaybının giderilmesi amacıyla 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerinde yapılacak düzenleme, aynı işi yapan ve fakat farklı şirketlerde çalışmaları nedeniyle ayrı kanunlara tabi olan çalışanların eşit haklara sahip olmasını sağlayacaktır. Söz konusu düzenleme ile uçuş personelinin mesai başlangıç/bitiş uçuş çalışma sürelerinin düzenlenmesi ile ilgili çalışma koşullarına ilişkin hususlar da giderilmiş olacak, aynı işi yapan ve aynı unvana sahip söz konusu çalışanların çalışma koşulları da bir standarda bağlanmış olacaktır” dedi ve düzenledikleri 3 maddelik teklifi heyet ile paylaştı.

Burada bir açıklama yapan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ ise “Biz buradan diyoruz ki; Türkiye Büyük Millet Meclisi derhal havacılık alanında faaliyet yürüten Sivil Toplum Kurum/Kuruluşları ile pilotlar ile çalışanları ile ki 45 bine yakın bir çalışanı olan sektörden söz ediyoruz, derhal görüş alışverişlerinde bulunarak, havacılık kanununun çıkartılması yönünde adımlar atın. Yaklaşık 45 bin insanın çalıştığı bir alanda kanun olmaz mı? Dünyadaki uluslararası sözleşmelere, kanunlara ve standartlara tabi olup da bu alanda kanun çıkartmamak büyük bir eksiklik. Türkiye Büyük Millet Meclisi derhal bu konuyla ilgilenmelidir aksi takdirde bir erken seçim ve değişim sürecinde de biz bu konuya Gelecek Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde çözüm bulacağız! Bu kanunun çıkması için bütün paydaşlarımızla görüşerek sonuca varacağız. Yine daha önce de açıklamış olduğumuz gibi covid sürecinde başka ülkeler kendi vatandaşı dışında hiçbir pilotu çalıştıramazken, Çin Halk Cumhuriyeti bir Türk’ü bile pilot olarak çalıştırmazken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde bugün 2 bine yakın pilot işsiz. Bir kısmı henüz görev almadı, bir kısmı görevden çıkartılmış kişiler. Bu kadar kişi işsiz iken yabancı pilot çalıştırma hastalığına kapılmayı da kabul etmiyoruz.

İşte Gelecek Partisi Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığı’nın ‘Yabancı Pilot’ istihdamına ilişkin daha önce yapmış olduğu açıklama:

“Havacılık sektöründe faaliyet gösteren işyerlerinde istihdam edilecek yabancı pilotların bakanlığımızca düzenlenecek çalışma izni, yabancı uyruklu pilotların lisanslarını Türkiye’de geçerli kılan Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden alınacak Validasyon Belgesi ile birlikte geçerlilik kazanmaktadır.

Türkiye’de toplam pilot sayısı yaklaşık olarak 12 bin rakamına yaklaşmıştır. Son 2 yıldır pandemi sebebiyle havayolu şirketleri yeni pilot alımı yapmadığı gibi Onur Havayolları 1 Nisan 2020 tarihinden bu yana aktif uçuş faaliyetlerini durdurmuş bulunmaktadır. Gelinen süreçte çalışanlarına maaş ödemediği ve kısa süre içinde iflas edeceği iddiası birçok basın yayın organında dile getirilmektedir.

Daha önce 2020 yılı başında iflas etmiş Atlas Global Havayolları ve 2018 yılında iflas etmiş Borajet Havayolları’ndan dolayı birçok Türk vatandaşı pilot işsiz kalmış, pandemi sürecini de en ağır ekonomik şartlarda geçirmektedirler.

1990’lı yıllardan bu yana onlarca havayolu şirketi iflas etmiş, ettirilmiştir. Bu şirketlerden geriye binlerce kabin memuru, teknisyen, pilot ve diğer tüm şirket çalışanları mağdur edilmiştir. Özellikle son dönemde, iflas süreçleri takip edildiğinde, Onur Havayollarının da aynı senaryo ile iflasa götürüldüğü gözden kaçmayacaktır.

Onur Havayolu Şirketi’nde bugün 21 aydır 1800’den fazla çalışan maaş alamamaktadır. Şirket, 2020 yılında personelini ücretsiz izinli göstererek, kısa çalışma ödeneği adı altında maaşlarını devlete ödetmiştir. Onur Havayolları’nda 300 pilot, Atlas ve Borajet Havayolları iflasından sonra da 200 pilot olmak üzere yaklaşık 500 civarı tecrübeli pilot işsiz durumda kalmış, son 3 yıldır pilotaj eğitimini tamamlamış 1100 tecrübesiz pilotla birlikte toplamda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaklaşık 1600 pilot işsiz bırakılarak, atıl bir kaynak olarak bekletilmektedir.

Tecrübesiz bir pilotun tüm eğitimleri için harcanan süre 2 ile 4 yıl arasında değişmekle birlikte eğitim maliyeti de 100 bin Euro’yu bulmaktadır. Her bir tecrübeli pilotun yıl/uçuş saat bazında tecrübe maliyeti ise ortalama kişi başı 400 bin Euro olarak bilinmektedir. Kullanılmayan kaynak kapasitesi hesap edilirse;

1100 x 100.000 = 110.000.000 Euro ve

600 x 400.000 = 240.000.000 toplamda 350.000.000 Euro, yani

3.800.000.000 TL (Üç milyar sekiz yüz milyon Türk Lirası) değerindeki kaynak, kullanılmadan bekletilmektedir.

Türkiye’de aktif olarak faaliyet gösteren havayolu şirketlerinde yaklaşık olarak 750 pilotun çalıştığı bilinmektedir. Her bir pilotun çalıştığı şirkete ekonomik maliyeti (maaş+konaklama+lisanslandırma ücretleri+aylık memleketlerine gidiş geliş masrafları ve aracı kuruluşlara verilen komisyonlar) 200 bin Euro’dur. Toplamda yıllık yabancı pilotlara ödenen ücretler 150 milyon Euro olarak hesaplanabilir. Son 10 yıldaki yabancı pilot istihdamının Türk ekonomisine maliyeti ise yaklaşık 1 milyar Euro’yu bulmuş, bu şekilde artış devam ederse önümüzdeki 10 yıl için 2 milyar Euro olması kaçınılmaz olmuştur.

Neredeyse bütün yabancı pilotlar kazandıkları paraları kendi ülkelerine yatırım olarak götürürken, bunun karşılığında ülkeye hiçbir kaynak girişi olmamaktadır. Yine, 350 milyon Euro değerinde işsiz Türk Pilotlarının atıl bırakılması hem üzücü hem de düşündürücüdür.

Pandemi öncesinde Avrupa Birliği ülkelerinde Türk vatandaşlarının çalışabilmesi için öncelikle EU oturma hakkı olması ve Avrupa Sivil Havacılığı (EASA) onaylı pilot lisansına sahip olması şartları öne sürülerek Türk Lisanslı pilotların Avrupa Havayolu Şirketlerinde çalışma imkanları neredeyse yok edilmiştir. Pandemi sürecinde ise dünyada faaliyet gösteren tüm havayolu şirketleri yabancı pilotları işten çıkarmış ve ülkelerine göndermiştir. Böylelikle işsiz Türk pilot sayısının yukarıda belirtilen rakamların da üzerinde olduğu açıktır.

2020 yılında, yabancı pilot oranı yüzde 11 iken, pandemi dolayısı ile Cumhurbaşkanımızın verdiği talimat neticesinde yüzde 2 seviyesine düşürülmesi, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından tüm havayollarına talimat olarak bildirilmiş, ancak gelinen süreçte yabancı pilot sayılarında gözle görünür tatmin edici bir azalma olmamıştır. Bu konunun tekrar dile getirilmesi, hatta SHGM yetkisinde olan çalışma izinlerinin onaylanmasının durdurulması seçeneği düşünülmelidir.

Ayrıca SGK kanunları kapsamında çalışma hayatımızda emeklilik yaşı 65’e kadar uzatılmıştır. Bu durum, sivil havacılıkta, ticari uçuş pilotlarında da çalışma yaşı olarak uygulanmaktadır. Ancak şirketler pilot alımlarında, kaptan pilotlar için 53-55 yaş ve ikinci pilotlar için de 40-45 yaş olarak işe alım kriteri uygulamaktadır. Bu durum anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olmakla birlikte, Avrupa ülkelerinde böyle bir şartın getirilmesi kesinlikle insan haklarına aykırı olarak değerlendirilmektedir. Şu anda iflas eden şirketler, dolayısıyla işsiz kalan pilotların en az yüzde 30’u bu yaş kriterini sağlayamadığından Türk şirketlerinde iş bulmalarının da önü kesilmektedir.

İşe alımda pilotların önüne konulan bir diğer, “son 1 yıl içinde aktif olarak uçuş yapmak” kriteri, pandemi dolayısıyla işsiz kalan pilotların son 2 yıl uçuş yapmadıkları gerçeği düşünüldüğünde, kriter olmaktan çok bariyer olarak pilotların önüne çıkmıştır.

Gelecek Partisi olarak biz, meseleyi milli bir mesele olarak ele alıyor ve havayolu şirketlerine sesleniyoruz: Başta Türk Hava Yolları olmak üzere, ülkemizde faaliyet gösteren havayolu şirketlerinin;

-Yukarıdaki saymış olduğumuz kısıtlamaları ortadan kaldırması,

 -İşsiz pilotlara daha efektif iş imkanı sunması,

-Türk sermayesini koruması,

-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına her alanda öncelik vermesi gerekmektedir! Bu kadar işsiz Türk pilotu dururken SHGM’nin yabancı pilot istihdamı anlaşılabilir değildir.

Türk pilotlarının önlerine konulan engelleri aşmaları adına bizler Gelecek Partisi olarak her zaman yanlarında olacağımızın, konuyu takip ederek seslerine ses olacağımızın sözünü veriyoruz. Kamuoyuna saygılarımızla…”