Demokrasinin, olmazsa olmazı halk iradesinin tecellisidir. Bu iradenin yok sayılması, demokrasinin yok sayılmasıdır. Adalet ve hukuktan her geçen gün biraz daha uzaklaşan iktidar, seçilmişlere yönelik baskı ve yetki gasplarını sürdürmektedir.
2017’de başta İstanbul, Ankara, Bursa, Konya, Balıkesir, Niğde olmak üzere birçok belediye başkanı istifa (!) etmiş, akabinde ise 31 Mart 2019’da yapılan seçimlerde HDP’nin kazandığı 63 belediyeden 52'sine kayyım atanmış, yine birçok belediye başkanı görevden alınmıştı.
Son olarak kendisi gibi AKP’li olan önceki belediye başkanının yolsuzluklarını araştırdığı için görevinden istifa etmesi yönünde baskı yapıldığı ileri sürülen, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı’nın bir anda “sağlık sorunları” baş göstermiş ve istifa etmiştir. Ne gariptir ki muhalefet partilerinde kıpırdayan yaprağı fırtına edasıyla günlerce ekranlara, satırlara taşıyan iktidar medyası, tıpkı damadın istifasında olduğu gibi Arı’nın da istifasını görmüyor, duymuyor ilgilenmiyordu! Sıra kendilerine geldiğinde her şey ya ‘metal yorgunluğu’ ya da ‘affını arz etmek’ kalıpları ile perdelenebiliyor.
Anlaşılan o ki belediye başkanı Arı, birilerinin ‘kovanına çomak sokmuş.’ Soruyoruz, Arı’nın istifası ile daha önceki AKP’li belediyenin yaptığı hırsızlıklar, yolsuzluklar ve talanın üstü örtülmüş mü oluyor?
Biz Gelecek Partisi olarak, demokrasi, adalet ve hukuktan yana duruşumuzu bir kez daha yineliyoruz. Millet iradesinin üzerinde hiçbir güç tanımıyoruz. Buradan Cumhuriyet Başsavcılarına sesleniyoruz; yolsuzluk, usulsüzlük ve teröre bulaşmış belediye başkanları var ise, en ufak bir tereddüt duymadan yargı eliyle üzerine gidiniz, yargı kararı ile görevden alınız!
Unutulmasın ki siyasallaşmış yargı karşısında adalet duygusunu yitirmiş halkımız, bu baskı ve haksızlıkların hesabını demokrasinin gereği olarak er yada geç sandıkta soracaktır.
Yerel Yönetimler ve Şehircilik Başkanlığı