Son günlerine eriştiğimiz mübarek Ramazan ayı boyunca İsrail güvenlik güçleri ve yerleşimcilerin Doğu Kudüs’de Filistin halkına yönelik gerçekleştirdiği şiddet, saldırı ve tacizlerin halen kesintisiz şekilde sürdüğünü endişeyle izlemekteyiz. Filistin halkının iftarları, ibadetleri dahil bütün dini faaliyetleri de bunların hedefi olmaya devam etmekte, gerilim her geçen gün şiddetlenmekte ve Doğu Kudüs dışına da yayılmakta, bölge son yılların en şiddetli gelişmelerini yaşamaktadır.
İsrail mahkemeleri, güvenlik güçleri ve yerleşimcilerin destek ve korumasıyla onyıllardır sürdürülen, Doğu Kudüs’deki yayılma politikalarının son örneği olarak Şeyh Jarrah (Şeyh Cerrah) bölgesinde 4 Filistinli ailenin evlerini tahliyeye yönelik baskılar Ramazan ayı içinde son aşamasına gelmiş, buna mukabil Filistin halkı büyük bir dayanışma göstererek ailelere destek vermiş, evlerin tahliyesine yol açacak adımların durdurulmasını talep etmiştir. Sadece 4 ailenin tahliyesiyle sınırlı kalmayacağı ve mahkemelerde bekleyen dosyaların sonuçlanmasıyla gerisinin gelmesi beklenebilecek tahliyeler süreci, İsrail tarafının iddiaları gibi sıradan gayri menkul davaları değil, gerek onbinlerce Filistinli aile gerek Filistin ve Kudüs davasının geleceği için gerçek bir varoluş meselesidir. Mahkeme kararının ertelenmiş olmasını olumlu bir gelişme olarak görmekle birlikte, bunun gerilimin yumuşamasını bekleyen bir adım olabileceğinden ve ileride çıkabilecek tahliye kararının tekrar şiddetli olaylara yol açmasından da endişe duymaktayız.
Şeyh Cerrah bölgesindeki olayların da ateşleyicisi olan, İsrail’in onyıllardır kesintisiz bir şekilde uyguladığı yayılmacı yerleşim politikaları ve sivillere yönelik şiddet esasen başta 2334 ve 694 olmakla BM’nin ilgili kararlarının da en bariz şekilde ihlali olmaktadır. İsrail’i bu kararlara uymaya davet ediyoruz.
Gelişmelerin en kritik aşamasında, Ramazan ayının son Cuma gününde, tahliye girişimlerine ve tecavüzlere karşı destek ve dayanışmalarını genişleterek güçlendiren Filistinlilere, Mescid-i Aksa’da ibadet ederlerken güvenlik güçlerince saldırılması ve kan dökülmesi ise son derece vahim olmuştur. Bir kez daha şiddetle kınıyoruz. İsrail’i kutsal mekanlara, inançlara, Filistin halkının hak ve hukukuna saygı duymaya çağırıyoruz.
Gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle son günlerde şiddetlenen gelişmeler İsrail ile Gazze arasında karşılıklı füzelerle daha da yayılma eğilimi göstermektedir. Bu saldırılarda yaşamlarını yitiren Gazze’li kardeşlerimize de Allah’dan rahmet diliyoruz.
Sayın Genel Başkanımızın 8 mayıs 2021 günü yaptığı kapsamlı açıklamada dile getirdiği öneriler, sorunun çözümüne yönelik atılması gerekli önemli adımları içermektedir. Bu anlamda önerilerde vurgulanan, TBMM’nin dünkü toplantısında bir Ortak Bildiri kabul edilmesini ve Sayın Cumhurbaşkanı’nın Kudüs’deki kutsal mekanların hamisi Ürdün Kralı Sayın II.Abdullah ile temaslarını memnuniyetle karşılıyoruz. Yine aynı önerilerde yeralan, acil toplantılar gerçekleştirilmesi amacıyla; ülkemizin de üyesi olduğu BM Filistin’in Vazgeçilmez Hakları Komitesi’yle ve İİT Kudüs Komitesi Başkanı Fas Kralı Sayın VI.Muhammed’le temasların da son derece yararlı olacağı inancımızı tekrarlıyoruz.
Başta BM ve İİT olmakla bütün ilgili kuruluşların geçmişte alınan bağlayıcı Kararlar ışığında etkin adımlar atmalarını, bu Kararların gereğinin yerine getirilmesini teminen İsrail üzerinde baskılarını artırmalarını bekliyoruz. Bu Kararlar Filistinli sivillerin korunması dahil esasen her türlü düzenlemeye imkan vermektedir. Bu yönde sergilenecek kararlılık başta BM olmakla uluslararası kuruluşların güvenilirliği bakımından da gerçek bir sınama olacaktır.
Öte yandan, bütün bu gelişmeler ışığında, hangi siyasi kesimden olurlarsa olsunlar en başta Filistinli yöneticilerin birlik içinde bulunmalarında ve bu anlayışla politikalar geliştirmeleri, dünyaya ilan etmeleri ve uygulamaları, bu meyanda önümüzdeki dönemde yapılması öngörülen Filistin Meclis, Devlet Başkanlığı ve Ulusal Konsey seçimlerinin ertelenmesi/iptali kararını gözden geçirerek, seçimlerin düzenlenmesi imkanlarını değerlendirmelerinde de yarar görmekteyiz.
Bugünler Filistin halkının ve Filistin meselesini kendi meselesi gören bütün bölgesel/uluslararası aktörlerin birlik ve dayanışmaya her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Kudüs hepimizin, bütün İslam ülkelerinin ve bütün dünyanın ortak meselesidir. BM öncülüğünde bütün bölgesel/küresel güçlerin etkin katılım ve kararlılıklarıyla kesin sonuç getirici adımlar atılmadığı takdirde, bölgede nihai ve kalıcı barış, huzur ve istikrar asla tesis edilemeyeceği gibi yeni, adil ve barışçı bir uluslararası düzenden bahsetmek de asla mümkün olamayacaktır.
Gelecek Partisi’nin ve bütün halkımızın kardeş Filistin’e desteği bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de büyük bir kararlılıkla ve kesintisiz şekilde sürecektir.
Saygılarımızla.