İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI 47. DIŞİŞLERİ BAKANLARI KONSEYİ NİAMEY TOPLANTISI VE ÇİN-DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ UYGUR VE AKRABA TOPLULUKLARIN DURUMU

Dünya’nın BM’den sonra en büyük ikinci uluslararası örgütü olan İslam İşbirliği Teşkilatı’nın 27-28 kasım 2020 tarihlerinde Nijer-Niamey’de yapılan 47. Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı, İslam dünyasının büyük sorun ve krizler yaşamakta olduğu bir döneme denk gelmesi bakımından önemli ve zamanlı olmuştur. “Barış ve Gelişme için Terörizme Karşı Birlik” başlığıyla düzenlenen ve Kararları da ancak dün kamuoyu ile paylaşılan Konsey Toplantısı sonuçlarının öncelikle hayırlı olmasını diliyoruz.

Bu vesileyle yine Konsey Toplantısı sırasında İİT Genel Sekreteri seçilen Çad eski Dışişleri Bakanı Hüseyin İ.Taha’yı da tebrik ediyor, başarılar diliyor ve İİT’in faaliyetlerine katkılar sağlayacağına inandığımızı ifade ediyoruz.

Konsey Toplantısında Niamey Bildirisi ve 47.Konsey Raporu ile siyasi, iktisadi, sosyal, kültür, insani, azınlık hakları vb. başta olmakla İslam dünyasını ilgilendiren bütün alanlarda 141 Karar’ın kabul edilmesi, ayrıca İİT Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin imzaya açılması kaydadeğer olmuştur.

Şüphesiz bütün bu adımları ve alınan Kararları önemli buluyor, Müslüman ülke ve halklar arasındaki işbirliği ve dayanışmanın yanısıra dünyanın diğer ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesine de katkı sağlayacaklarına inanıyoruz.

Bununla birlikte, bugün dünyanın en ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı, İslam-Türk aile mahremiyeti ve değerlerinin saldırı altında bulunduğu, ailelerin parçalandığı, Uygurların ve diğer kardeş toplulukların eğitim adı altında çağdışı ideolojik beyin yıkamaya tabii tutuldukları, dini-tarihi önemi haiz yapıların, mimari eserlerin tahribata uğratıldıkları, İslami yaşama ilişkin en küçük sembollerin bile soruşturmalara maruz bırakıldığı, İslam-Türk kültürünün öncü isimlerinin heykellerine bile tahammül edilemediği görülen Doğu Türkistan’daki durumun; ne Niamey Bakanlar Konseyi Bildirisi ve Raporu ne de 141 Karar içinde yer almamasını kabul edilemez buluyor, yadırgıyoruz.

Toplantıda alınan diğer kararlarda; dünyadaki İslam topluluk ve azınlıkların maruz kaldıkları sıkıntılar, sorunlar vurgulanır ve İİT ülkeleri dışındaki İslam nüfusunun dünyadaki genel Müslüman nüfusun neredeyse üçte birini teşkil ettiğine işaret edilirken, Uygurların ve akraba-kardeş toplulukların acılarının bu değerlendirmelerin dışında bırakılması da büyük bir çelişki olmuştur.

Uygur ve akraba/kardeş toplulukların maruz kaldıkları insanlık dış ihlallerin “İİT dışındaki Müslüman azınlık ve topluluklar, aile, insani, kültürel, sosyal konular veya İslam ülkelerinin yüzyüze bulundukları siyasi meseleler” vb. gibi başlıklar altındaki Kararlara yansıtılmaması keza İİT’ in bölgesel/küresel ölçekte etkinlik ve gücünü yitirmesinin de maalesef son örneğini teşkil etmektedir.

50 yılı aşkın bir süredir Filistin başta olmakla İslam dünyasının ortak sorunları karşısında evrensel dayanışmayı güçlendirmeyi, dünyanın neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar Müslüman topluluk ve azınlıkların korunmasını, İslamfobia’dan ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadeleye, çevre, enerji ve eğitimden ailenin korunması ve insan hakları gibi konulara kadar hemen her boyutta işbirliğini hedefleyen ve bu yönde faaliyetlerde bulunmaya gayret eden İİT ayrım yapmaksızın bütün ortak meselelere sahip çıkmalı, öncülük yapmalıdır.

Bu vesileyle yine İİT üyesi olan bazı kardeş ülkelerin gerek doğrudan kendilerini gerek İslam ülkelerini ve insanlığın genelini ilgilendiren meseleleri büyük bir kararlılıkla savunduklarını ve sonuçta yoğun bir siyasi/diplomatik mücadeleyle bu başlıkları İİT gündemine getirip, gerekli adımların atılmasını ve Kararların alınmasını sağladıklarını da memnuniyetle görüyor, tebrik ve takdir ediyor, ayrıca örnek teşkil etmelerini temenni ediyoruz.

Buna mukabil, hemen her vesile ve zeminde, bölgesel/küresel güç olma, öncü rolünü üstlenme, insanlığın, mazlumların ve kimsesizlerin sahibi olma iddiasını dillendiren ülkemiz iktidarının, başta BM olmakla çeşitli kuruluşlarda olduğu gibi, ilk tesisinden bugüne üyesi bulunduğu İİT içinde de Doğu Türkistan’daki trajik insan hakları ihlalleri konusunda derin bir sessizlik ve atalet içinde bulunuşunu da üzüntüyle izlemekteyiz.

Doğu Türkistan’daki vahim durum genel bazı cümleler içinde birkaç kelimelik atıfların arkasına saklanmakla değerlendirilemeyecek kadar önemlidir. İlgili yetkililer bu konuda ;

-İİT 47.DBK Niamey Toplantısı öncesi ve sırasında hangi girişimlerde bulunulduğu,

-DBK’ne herhangi bir taslak sunulduğu/sunulmadığı, sunulmadıysa gerekçeleri

-Hangi ülkelerin yapıldıysa bu girişimlere destek verdiği/ vermediği

gibi hususlarda kamuoyu ve halkımızı ivedilikle bilgilendirmelidir.

Gelecek Partisi her vesileyle vurguladığı bu konularla ilgili hassasiyetini vicdani ve tarihi sorumluluğunun da bir ifadesi olarak dile getirmeyi ve halkımızla paylaşmayı bundan sonra da büyük bir kararlılıkla sürdürecektir.

Gelecek Partisi Dış İlişkiler Başkanlığı