12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliği ile Mücadele
Gelişimlerine ve ailelerinin durumuna katkıda bulunmak amacıyla çocuklara çeşitli beceriler ve deneyimler kazandıran, potansiyellerini artıran ve saygınlıklarını eksiltmeyen, onları üretken bir yetişkinolmaya hazırlayan aktiviteler çocuk işçiliği ile mücadele kapsamı dışında tutulmaktadır.
Ancak, çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal yada ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitimlerini yarıda bırakmalarına okullarından erken ayrılmalarına yol açan işler, okulları ileberaber yürütmek zorunda kaldıkları aşırı uzun süreli ağır işler çocukların fiziksel, bedensel, ruhsal, sosyal ve ahlaki gelişimleri üzerinde ciddi olumsuz etki yaratmaktadır.
Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı ülkeden ülkeye ve sektörel olarak farklılık göstermektedir. Ülkemizde de 4857 sayılı İş Kanununun 71inci maddesi ile onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalışması yasaklanmıştır.
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 15/01/2021 tarihli basın açıklamasında, Dünyada son 20 yılda yaklaşık 100 milyon çocuğun çocuk işçiliğinden kurtarıldığı, 2000 yılında 246 milyon olan çocuk işçi sayısının 2016 yılında 152 milyona gerilediği belirtilmiştir.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2019 verilerine göre, 720 bin çocuk işçi olduğu açıklanmıştır. 720 bin çocuk işçi sayısına göç edenlerin çocuklarının dahil edilmemiş olduğu bilinmelidir. TÜİK göstergeleri ekonomik faaliyete göre; çocuk işçilerin %30,8’inin tarım, %23,7’sinin sanayi, %45,5’inin ise hizmet sektöründe çalıştığını göstermektedir.
Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşmaktadır. Geçici tarım işlerinde çalışan çocuklar öncelikle sağlık, eğitim ve çevre sorunları ile bağlantılı olarak yaşam koşulları açısından en dezavantajlı gruplardan birini oluşturmaktadır.
Zorla çalıştırma günümüzde çözülmesi gereken çok önemli ve ciddi bir problem olarak devam ederken, yoksulluk ve sömürünün artan hızı ile savunmasız çocuk işçi sayısı pandemi ile de artmakta ve kötüleşmektedir.
İş sağlığı ve Güvenliği Meclisi gibi bazı kaynaklarda son 18 yılda 513 çocuğun çalışırken hayatını kaybettiğine ilişkin bilgiler yer almaktadır.
Çocuk işçiliğinin temel sebepleri yoksulluk, ücretsiz ve kaliteli eğitime erişememe, göç, yetişkin aile bireylerinin işsizliği, sosyal dışlanma, denetim eksikliği, kayıt dışılık ve ucuz iş gücü talebi olarak sıralanabilir.
Yoksulluk çocuk işçiliğini doğuran başlıca sebeptir. Türk-iş Mayıs 2021 verilerine göre; dört kişilik bir ailenin açlık sınırı: 2.830.-TL, yoksulluk sınırı ise 9.219-TLdir.
Temelde bir insan hakları sorunu olan çocuk işçiliğinin tamamen ortadan kalkması, nihai ve uzun dönemli bir hedef olarak ülkelerdeki sosyal ve ekonomik kalkınmanın sağlanması ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasıyla sağlanabilir.
Bu tablo karşısında sorunun çözümünü sağlayacak önerilerimiz aşağıda yer almaktadır:
• Yoksulluğun temelden çözülmesi için ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmişlik seviyesini üst düzeye çıkaracak, temel hak ve özgürlükler ile mülkiyet haklarını temin edecek konular başta olmak üzere hukukun tarafsız ve bağımsızlığını temin edecek kapsamlı bir reform yapılmalı, yatırım ortamı iyileştirilerek yerli ve yabancı yatırımcılar tarafından ülkemiz cazip hale getirilmeli, iş ve aş olanakları artırılmalıdır.
• Açlık, yoksulluk ve muhtaçlık tanımları netleştirilerek, ihtiyacı olan kişilere düzenli yardımı ve güvenceli bir yaşam statüsü sunmayı öngören ve dünyada da başarılı uygulama örnekleri olan Asgari Gelir Desteği sistemine geçilerek, hak temelli bir sosyal yardım sistemine geçilmelidir.
• Yoksullukla birlikte, pandemi şartları ile artmış çocuk işçiliğinin önlenmesine yönelik mücadeleyi içeren kapsamlı bir plan hazırlanarak yürürlüğe konulmalıdır.
• Çocuk emeğiyle ilgili veriler şeffaf, güvenilir ve düzenli şekilde yayımlanmalıdır.
• Çocukların beceri ve yeteneklerini geliştirecek aktivite alanları artırılmalı, özellikle geçici/gezici tarım alanlarında çalışan çocuk işçiler için gezici eğitim ve aktivite araçlarının kullanımı sağlanmalı ve eğitime yönelim artırılmalıdır.
• Denetim eksiklileri giderilerek, ağır ve tehlikeli işlerde çocuk işçi çalıştırmanın önüne geçilmeli, çocuk işçilerin kayıt içine alınması hızlandırılarak, çocuk işçiler sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır.
• 4857 Sayılı İş Kanununun 4. Maddesinin (b) bendinde yapılacak düzenleme ile tarım ve orman alanlarında mevsimlik çalışanların zorunlu sigortalılık kapsamına alınması ve çalışma yaşının asgari 15 olarak belirlenmesi sağlanmalıdır.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK POLİTİKALARI İZLEME KURULU