- 2023/8.ay sonunda (4/a-b-c) 23.022.692 kişi AKTİF kayıtlı çalışan sayısı, bu sayının 16.395.743 kişisi sorunlu sigortalılık kapsamında (4a) ücretli çalışan olarak kayıtlı bulunmaktadır.
- 2023/8.ay sonunda (4/a-b-c) 15.628.029- kişi PASİF kayıtlı emekli/yaşlılık-ölüm-sürekli işgörmezlik.. aylığı alanlar bulunmaktadır.
Ülkemizde asgari ücret, işçi ailelerini hesaba katmaksızın yalnızca işçinin ihtiyaçları ve geçimi (gıda,konut,giyim,sağlık,ulaşımkültür..vb) üzerinden, coğrafi bölge, yaş, sektör ayrımı olmaksızın ulusal düzeyde tek tip olarak belirleniyor.
Son 10 yılın en yüksek enflasyonunu ve en yüksek döviz kur artışlarını gördüğümüz 2023 yılında Türk lirasındaki değer kaybı Ocak ve Haziran 2023 de yapılmış olan asgari ücretin değerini her geçen gün düşürmüş tüm kesimlerde olduğu gibi asgari ücretlinin de alım gücü oldukça zayıflamıştır.
Türkiye İşçi Sendikaları Federasyonu Ekim/2023 için 4 kişilik bir ailenin aylık gıda harcamasını (açlık sınırı) 13.684- TL, Gıda ile birlikte diğer tüm temel harcamaları için haneye girmesi gereken gelir tutarını (yoksulluk sınırı) ise; 44.573- TL, Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyetini de 17.803- TL ‘ye ulaştığını açıklamıştır.
Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD) “Eylül ayı ara dönem ekonomik görünüm” raporunda Türkiye de Enflasyonun 2024 te %39,2 ye ineceğini öngörmüştür.
Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen temel hedef, ilke ve amaçlar çerçevesinde TC Strateji ve Bütçe Başkanlığınca hazırlanmış 12. Kalkınma Planından Hükümetin enflasyon oranını 2023 yılı için %65 oranında tahmin ettiği , 2028 yılı için %4,7 oranını hedeflediğini belirttiği görülmüştür.
Merkez Bankası hedeflenen enflasyon oranını 2023: %65, 2024: %36, 2025: %14 açıklandığı görülmüştür.
Hükümet yetkililerinin ağzından düşük gelirli vatandaşımızı-asgari ücretli çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeyecekleri yönünde açıklamaları bir çok kanalda yer almışsa da bu pek de açıklandığı gibi yaşanmadığı aşikardır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin, Cumhurbaşkanı elinden çıkan hedef ilke ve amaçlar doğrultusunda yürütülmesi, sadece bir kişide düğümlenmesinden kaynaklı rasyonellikten uzaklaşmış bu güne kadar uygulanmış dengesiz politikalar dolayısıyla yaşanan yüksek hasarlı ekonomik dönem geçirilmekte olan ülkemizde, asgari ücretli barınma ve açlık krizi ile baş etme mücadelesi içerisindedir.
67.Hükümet döneminde daha rasyonel politikalardan bahsedilmiş olsa da geçmiş dönemin getirdiği sosyal ve ekonomik hasarların kapatılma süreci epey uzun bir süreç olacağı aşikar olmakla hasarın yakıcı izlerini yaşayan da yine asgari ücretli/düşük gelirli vatandaşımız olacaktır.
Ülkemizde 6,6 milyon kişi ve hane mevcudu 2024 yılında uygulanacak asgari ücretin ne olacağı hususunda Aralık 2023 de toplanması beklenen Asgari Ücret Tespit Komisyonunun alacağı kararı merak etmektedir.
Asgari ücretli çalışanların sosyal ve ekonomik yönden refahının sağlanması için, asgari ücretin tek tip belirlenmesinden vazgeçilerek hane halkının ihtiyaçları ile geçimi ve digitalleşme ile birlikte geleneksel işyeri kavramının dışında ortaya çıkan yeni çalışma modelleri de gözetilerek asgari ücret sektörel bazda belirlenerek hayata geçirilmelidir.
Ancak, hala tek tip belirlenecek ise de; yüksek enflasyonun önümüzdeki en az 2 yılda da devam edeceği, yüksek kur, yüksek yaşam maliyetleri, alım gücünün düşüklüğü sorunları ile ekonomik mücadele içerisindeki asgari ücretlinin yüzünün gülmesi için asgari ücretliden alınan %14 oranındaki sgk prim tutarı devletçe teşvik edilmeli, Asgari ücret tutarı üçaylık ortalama fark enflasyon oranında (her üç ayın fark enflasyon oranının toplanıp 3’e bölünmesi) her üç aylık dönemler halinde yeniden belirlenmelidir.
Asgari ücretten işçi sgk priminin kesilmeye devam edildiği durum ile;
2024 yılında ilk üç ay için uygulanacak asgari ücret en az (13.414,50brüt x%40=) 18.780,30- brüt tutar / 15.963,26-TL net tutar olarak belirlenmelidir.
Bu tutardan asgari ücretin işverene maliyeti ( 18.780,30 aylık brüt=net tutar, 2.910,95 (%15 işveren payı) + 375,60 (%2 işsizlik işveren payı =) 22.066,85- TL dir.
Asgari ücret artışı ile işveren artan işçilik maiyetini satış fiyatlarına yansıtacağından, hükümetin politikalarında sanayileşme, üretimin artması yönünde ilerletilmesi ile birlikte, enflasyonist ortamdan çıkıncaya kadar işverene de prim desteği sağlanmalıdır.