İlaç ve tıbbi cihaz sanayi, stratejik ve ekonomik olarak ülkemizin en önemli sanayi başlıklarından birisidir. Türkiye kişisel koruyucu ekipman hammaddesi üretimi ve ihracatında dünyada ilk beş ülke içindedir.
Ne yazık ki, pandemi döneminde Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. (USHAŞ) üzerinden ürünlere ihracat engeli konulmuştur. Çin, pandemi döneminde oyundan düşmüşken birçok başlıkta olduğu gibi tıbbi cihazda da tartışmasız mükemmel coğrafi konumumuzun sağlayacağı avantajlar değerlendirilmemiş, hem sektörde faaliyet gösterenler mağdur edilmiş hem de ülkemiz önemli döviz girdilerinden mahrum edilmiştir. Öte yandan başta maske olmak üzere bu alanda halk sağlığını olumsuz etkileyecek ne tür kararların alındığı da kamuoyunun malumudur.
Tıbbi Cihaz Sektörü 14 bin firmasıyla kayıt altına alınmış, 3 milyarlık ciroya ulaşmış olup, yüksek düzeyde katma değer üretmekte ve 500 bin nüfusa doğrudan dokunmaktadır.
Kötü yönetilen ekonominin yanı sıra bu alandaki yanlış politikalar sonucu tıbbi cihaz sanayii üretim, istihdam ve ihracat alanlarında kaybetmeye mahkûm edilen medikal firmaların üçte biri 2020 yılında kepenk kapatmıştır.
26 Nisan tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından, Sağlık Uygulama Tebliğinin (SUT) fiyatlarına %10 oranında artış geldiği, 28 Nisan itibariyle de Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe gireceği açıklanmıştır.
1 ABD dolarının 1,5 TL olduğu zamanda belirlenen SUT fiyatları üzerinden %10’luk artış, doların 8,3 TL. ye geldiği günümüzde tıbbi cihaz sanayiinin yarasına merhem olmaktan uzaktır.
Güncellenmeyen fiyatlandırma ve geri ödeme sistemindeki baskı nedeniyle yeni teknoloji ürünleri yeterince üretilemez hale gelmekte ve halkımızın ihtiyacı olan medikal ürünleri eski teknoloji ile üretilmek zorunda kalmaktadır. Yeni teknoloji ile üretilen ürünler, ilk bakışta kamuya yüksek maliyet getiriyor gibi görünse de; hastaların gördüğü tedavinin kalitesi, hastanede kalış ve işgücüne geri dönüş sürelerini kısaltma dâhil pek çok açıdan katma değeri yükseltmektedir.
Tahsilat vadelerinde yılları bulan gecikme ile birlikte diğer hiçbir alanda istenmeyen %25 oranında feragat medikal sektörden talep edilmiş ve uygulanmıştır.
Kontrol edilemez noktalara gelen işletme maliyetleri ve ancak faizlerle ertelenen kredi taksitleriyle sektör şu anda rafındaki ürünü tamamlayamaz, üretici ise hammadde alamaz haldedir.
Pek çok üretim alanının aksine tıbbi cihaz üreticileri devlete borçlu değil alacaklı olarak iflas etmekte, iflas ederken de sektördeki diğer paydaşlara domino etkisiyle zarar vererek, medikal firma sahipleri ve çalışanlarını, devlet eliyle "nitelikli işsizler" kadrosuna dahil edecektir.
Sağlık hizmetlerinin temel sunucularından tıbbi cihaz alanındaki işletmeciler hibe ya da kredi değil, kendi alacaklarını istiyorlar.
Şeffaf, sürdürülebilir, denetlenebilir, kendi içerisinde dinamik bir yapı mutlak suretle yeniden organize edilmez ve SUT fiyatlarındaki artış yeniden değerlendirilmezse; tıbbi cihaz üretimi duracak, üretici veya tedarikçi firmaların veremediği veya kalitesi uygun olmayan malzemeler nedeniyle cerrahi operasyonlar yapılamayacak, insan sağlığı gibi stratejik bir konuda dışa bağımlılık artacaktır.
Bakanlık başta olmak üzere yetkilileri konuyla ilgili politikaları yeniden belirlemeye ve acil önlemleri almaya davet ediyoruz.
Gelecek Partisi Sağlık Politikaları Başkanlığı