“Yok”a Giren İlaçlar ve İlaçta Veresiye Defteri

İlaç sektöründeki fiyat artışları 22 Şubat’ta, geçen yılın Avro kuru ortalamasına göre yapılmaktadır. Her yıl bu zamlardan önce, ilaç firmaları ve ilaç depoları eczanelere ilaçları az sayıda vermek suretiyle, eczanelerin ilaç talebini “yok” diye karşılamaktadır.

2021 yılı Kasım ayında 350 çeşit, Aralık ayında 600’e yakın ve 2022 yılı Ocak ayının ikinci yarısında 850 çeşit ilaç temin edilememiştir. Ortalama 1000 çeşit ilaçla döndürülen eczaneler, bu kadar bulunamayan ilaçla ne yapacağını bilemez olmuştur. Şubat ayındaki fiyat artışı ile birlikte bu ilaçların piyasaya çıkması ise firma ve depoların stokçuluğa başvurduğuna dair şüphe oluşturmaktadır.

Bu durum hem vatandaşları hem de sağlık hizmeti sunumundaki iş yükünü arttırarak hekimleri mağdur etmektedir. Aynı zamanda bulunmayan ilaçlar çok ciddi bir ilaç israfına yol açmaktadır. Örnek olarak: A ilacın 500 mg’lık formu yazılıp, bulunmayınca, 1 gr’lık formu yazılıp, 500 mg’ı kullanılıp, kalan 500 mg’ı atılmaktadır. Bu uygulama ne yazık ki pek çok ilaç için geçerlidir.

Öte yandan Pandemi nedeniyle, raporlu ilaçların doktor reçetesi olmadan hastalara verilme kararı olumlu bir gelişme olmakla beraber, hastaların ihtiyacı kalmasa da eczaneler tarafından reçete edilmeden verilen ve evlerde stoklanan ilaçların miadı geçmekte ve çok ciddi bir israf oluşturmaktadır.

Üretilen tüm beşerî, tıbbi ürünlerin üretim bandından son kullanıcıya kadar nerede olduğu bilgisi, dünyada sadece ülkemizde uygulanan İlaç Takip Sistemi’yle (İTS) anlık olarak takip edilmektedir. İlacın vatandaşa ulaştırıldığı eczanelerde daha önce İTS Online İşlemler ekranında yapılan karekod sorgusu ile bir ilacın; hangi tarihte üretildiği ve ecza deposuna hangi tarihte girişinin yapıldığı bilgilerine erişebilmek mümkün iken, uzun bir süredir ilacın sadece eczaneye girişi yapıldıktan sonraki hareketleri görüntülenebilmektedir. Buna bağlı olarak İTS’de bir ürünün firma ve ecza deposundaki hareketlerini yalnızca Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu görüntüleyebilmektedir.

- Var olan ilacın firmalar tarafından yok denerek depolara verilmemesi ve siyasi otoritenin seyirci kalması çok vahimdir.

- Zammın yılda bir yüksek oranda yapılması ve bunun aylar önceden bilinmesi bu sorunlara yol açan faktörlerin başında gelmektedir.

- İlaç bulunsa bile, son 3 ayda olağan üstü artan enflasyon ve gelen zamlarla vatandaşlarımızın inanılmaz düzeyde fakirleşmesi, eczanelerde veresiye defterlerini ortaya çıkarmıştır.

- Raporlu ilaçların 1 aylık verilmesi ve 31 Ocak 2022’den sonra raporların uzatılmayacak olması yerinde bir karar olmakla beraber, bu kadar çok israfa yol açılmış olması nedeniyle geç kalınmış bir karar olduğu görülmektedir.

Gelecek Partisi olarak çözüm önerilerimiz;

• Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu yıllık zammı makul oranlarda, yılda 3 veya 4 defada yaptığında stokçuluğun önüne geçilebileceği gibi, ilaç üreticileri ve dağıtıcılarının da zarar görmesinin önlenmesi,

• Kronik hastalık nedeniyle raporlu ilaç kullanmak zorunda kalan vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için, hastalığın mahiyeti ve kullanılan ilacın yokluğunda yaşanabilecek sorunlara karşı hızlı önlemler alınması,

• İlaç israfının azaltılması için, canla başla uğraşan hekimlerle birlikte, eczacı, depocu ve ilaç üreticilerinin de akılcı ilaç kullanımı hususunda maksimum hassasiyet göstermesi,

• Alım gücü çok düşmüş olan vatandaşlarımızın mağduriyetini önlemek için, ilaç katkı paylarının azaltılması, Eylül 2021’de geri ödeme kapsamından çıkarılan ilaçların yeniden geri ödeme kapsamına alınması, destekleyici gıda ve ürünlerin fiyatlarının denetlenmesi ve fahiş fiyatlara izin verilmemesi,

• Eczanelerde veresiye defterleri incelenerek, kullanılması zorunlu olan ve SGK'nın karşılamadığı ilaçları kullanmak zorunda olan düşük gelirli vatandaşlarımızın birikmiş borçlarını da kapsayacak şekilde devlet desteği sağlanması,

• Türk Ceza Kanunu’nun “Mal veya Hizmet Satımından Kaçınma” başlığını taşıyan 240. Maddesinin “Belli bir mal veya hizmeti satmaktan kaçınarak kamu için acil bir ihtiyacın ortaya çıkmasına neden olan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüne göre işlem yapılırken, kamu sağlığının korunması ve tedavi amacıyla kullanılan ilaç, tıbbi malzeme vb araç gereç, mal veya hizmetlere ilişkin denetimlerde 3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’na göre Sağlık Bakanlığı ile koordinasyon ve işbirliği yapılması

gerekmektedir.

GELECEK PARTİSİ SAĞLIK POLİTİKALARI İZLEME KURULU